Kurbağalıdere'de ıslah çalışmaları başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce, dere ıslah çalışmaları nedeniyle Yenisahra Mahallesi'nde 8 gecekondu yıkıldı. Ataşehir'de Kurbağalıdere çevresindeki yer alan 8 gecekondu, derenin ıslah çalışmaları kapsamında yıkıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı yıkım ekipleri, Yeni Sahra Mahallesi İstanbul Caddesi üzerinde bulunan ve önceden belirlenen gecekonduların çevresine iş makineleriyle geldi. Yıkım nedeniyle polis tarafından çevrede güvenlik önlemi alındı. Güvenlik önlemlerinin tamamlanmasının ardından 8 gecekondu, derenin ıslah çalışmaları çerçevesinde iş makineleriyle yıkıldı. Zaman zaman yıkım ekipleriyle, gecekondu sahipleri arasında tartışmalar yaşandı. Barbaros, Örnek ve Yenisahra mahallelerinden geçen Kurbağalıdere her şiddetli yağışta taşıyor, çevre evleri de su altında bırakıyordu. Uzun süredir yapılacağı söylenen dere ıslah çalışmaları kapsamında gecekondular yıkıldı. 2010 yılında da şiddetli yağışlar sonrası Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü'nde taşeron firmaya bağlı olarak çalışan Mevlüt Macit adlı bir işçi de sel sularına kapılarak hayatını kaybetmişti. İstanbul Caddesi'nde bulunan gecekondulardan birinde oturan Sinan Üreyil, yıkım sonrası gazetemize açıklamalarda bulundu. 1987 doğumlu olan Sinan Üreyil, gazetemize yaptığı açıklamada, "Burada doğup büyüdüm. Rahmetli dedem benden 15 sene önce buraya gelmiş. Babam da 13-14 yaşından beri buradaymış. Gözümüzü burada açtık biz. Her şeyimizi buraya adadık" dedi. Üreyil, tapu verilecek dendiğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Bizim ev yıkıldı, yan tarafımızdaki evin tapusu var. Bir yanındakinin de tapusu var. Bu tapuları kimler verdi, nasıl almışlar? Bizim ev dere kenarı diye yıkılıyor, ileriye rezidans dikiyorlar. Bu da bir soru işareti. Islah çalışması deniyor, sadece buraya özel mi, burası değerlendi diye mi ıslah çalışması var. Burası ne olacak, bize açıklama yapılmıyor. Park mı yapılacak, yol mu yapılacak? Islah çalışması deniyor. Başka? Bir olay dönecek? Bu araştırılsın. Elimizde tapu tahsis belgelerimiz var, düzenli olarak hemen hemen 30 senedir ödüyoruz. Elimizde 38-40 senelik bir tapu var. Eski tapu senedi, 200 m2... O zaman Büyükşehire iki milyon ödeme yapılmış. Tapularımız yıkım sürecinde iptal edildi. Bir sebep de söylemiyorlar, sadece iptal edildi diyorlar. Dere ıslah çalışması nedeniyle diyorlar. Üreyil, kendilerine Kurtköy'de bir daire verildiğini ifade ederek "Bize Kurtköy'de bir daire veriyorlar. 17 bin 500 TL enkaz bedeli var. Bu bedeli daire bedeli olan 120 bin TL'den düşüyorlar. Kalanı da takside bölüyor. Benim Kurtköy'de ne işim var? Bana Ataşehir'de bir yer yapsın. Büyükşehir Belediyesi'nin elinde yok mu bir yer? İllaki var. Ben ve bir kardeşim evliydik, bir ufak kardeşim, babaannem, annem, babam ve çocuklarımız bir arada yaşıyorduk, 4 oda 1 salon evimizde... Şimdi babam ve biz ayrı ayrı kiralık evlerdeyiz. Bize bir daire veriyorlar. 3 kardeşiz, İkimiz evliyiz, çocuklarımız var. Bize kiraya ev bile vermiyorlar bu kalabalıkla. Ben de olsam vermem. Biz mağduruz, buradan ayrılan insanlar hiç bir şekilde mutlu ayrılmadı. Verdikleri daire ile de borçlandırıyorlar. Sen Büyükşehir Belediyesisin. Borçsuz harçsız yer ver. Buradaki evlerden dolayı iki kişi vefat etti. Kalp krizinden... Babam da şeker hastası iki gündür hastanede" diye konuştu... Üreyil yıkım sürecinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı: "Yıkım mevzusu, 7 Haziran Genel Seçimleri öncesi 15 gün içinde yıkım yapılacağına dair biri tebligat gönderildi. Büyükşehir Belediyesi'ne gittik, yıkım ertelendi dediler. Yazın olacak dediler. Biz de odunumuzu, kömürümüzü, sobamızı aldık. Siz yakacağınızı yakın, yazın yıkacağız dediler sonra da gelip kışın ortasında evimizi tepemize yıktılar. Evden her şeyimiz alamadık; yataklarımız, çekyatlarımız kaldı. Seçimden koalisyon çıkınca yıkım tekrar gündeme geldi. Bir seçim kararı alınınca bir daha tebligat geldi, yine ertelendi. 40 senelik emeğimiz boşa gitti. Hiç bir şekilde memnun değilim. Bu evlerin yüzünden iki kişi öldü; kalbi dayanamadı, Nihat Amca ve Hakkı Abi... Dün buralar yıkıldı. Adam buraları görüyor, akşam da düşüp kalp krizi geçiriyor. Allah'a reva mı?