Erasmus+ Stratejik Ortaklık KA2 projesi kapsamında Ataşehir Hasan Leyli İlkokulu ve Ortaokulu öğrencileri Polonya ve Romanya'ya düzenlenen gezilere katıldı.
Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye Ulusal Ajansı, Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Hasan Leyli İlkokulu ve Ortaokulu müdürlüklerinin işbirliği ile Erasmus+ Stratejik Ortaklık KA2 projesi kapsamında düzenlenen gezilerde proje koordinatörlüğünü Hülya Öğmel üstlendi. Caner Dinler, Didem Gönen ve A. Gülçin Bayraktar da ekipte yer aldı.
Hülya Öğmel, Caner Dinler, Didem Gönen ve A. Gülçin Bayraktar projeyi ve yapılan çalışmaları gazetemize anlattı. 2014-2016 yılları arasında Türkiye koordinatörlüğünde hayata geçirilen Break Stereotypes For A More Active European Citizenchip (İyi Bir Avrupalı Olmak İçin Önyargıları Kırmak) adlı projede Polonya, Romanya, İtalya ve Türkiye yer alıyor. Projede yer alan ülke öğrencileri her ülkeyi ziyaret ederek tarihi ve turistik yerleri gezdiler.
Kültür alışverişi
Proje Koordinatörü Hülya Öğmel projenin ana hedefinin ulusların birbirine olan önyargılarını kırmak, dostluk ve kardeşlik adına güzel temeller atmak olduğunu belirterek "Bu anlamda çok olumlu adımlar atıldığını düşünüyoruz. Partner ülkelerle olan birinci ortak hedefimiz, kültürlerimizi tanıma ve kültür alışverişi idi. Bu anlamda ulusal kimliğimizi tanıtmak, ortaklar arasında anlayış ve takdiri geliştirmek adına güzel çalışmalar yaptık. Örneğin misafirperverlikte onları şaşırttık. Kültür Bakanlığı’yla iletişime geçerek müze girişlerinde konuklarımızın ücretsiz girmeleri için izin aldık. Kültürel mirasımız olan yemeklerimiz, atasporları, oyunlarımız, yerel hikâyeler ve masallarımız, kültürel el sanatlarımızı tanıtırken hayranlıklarını kazandık. İkinci ortak hedef, diğer ulusların eğitim ve öğretimleriyle ilgili bilgi edinmek ve yenilikçi gelişmelerin transferi idi. Okullara ziyaretlerimiz neticesinde eğitimlerinin işleyişi ile ilgili gözlemlerimiz dahilinde bilgiler edindik. Gördük ki eğitim alanında onlardan hiç de geri değiliz. Hatta bir adım önde bile sayılırız. Üçüncü ortak hedefimiz öğrencilerin dil becerini geliştirmek için onlara bu alanda imkan yaratmak. Partnerlerimizle birlikte ortak dil olarak İtalyancayı belirledik ve yurt dışına götüreceğimiz öğrencilere basit konuşma kalıplarını öğrettik."
Dışlanmış çocuklara dikkat çekildi
Öğmel, projenin önemli bir kolunun da 'Dışlanmış Çocuklar' olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Dışlanmış Çocuk derken, parçalanmış aile çocukları, istismara uğramış, Suriye’den göçen mülteci çocuklar, zihinsel ve bedensel engelli çocuklar bunlardan bazıları. Bu durumda olan çocuklarımızın hikayelerini kaleme alarak, seslerini birçok kişiye duyurup farkındalık yaratmaya çalıştık. Projenin kabulünün akabinde yapılacak çalışmaları aylara bölerek iki yıllık ortak bir çalışma takvimi hazırladık. Aynı takvim üzerinde uluslararası hareketlilik tarihlerini de belirledik ve hızla çalışmalarımıza başladık. Okulun, herkesin görebileceği yan duvarına proje bilgilerini taşıyan bir afiş astık. Okul binasının girişine bir monitör yerleştirdik. Erasmus+ panosu oluşturduk ve çekilen fotoğraflar, yapılan anketler, etkinlikler, öğrenci gözlem ve deneyimlerini sergiledik."
Eğitici ve eğlendirici çalışmalar
Ekip üyesi ve sınıf öğretmeni Caner Dinler de proje sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Caner, projenin projede yer alan öğrencileri araştırmaya teşvik ettiğine dikkat çekti: "Öğrencilerimiz gideceğimiz ülkeler hakkında araştırmalar yaptılar. Proje ortakları arasında çok güzel dostluklar arkadaşlıklar kuruldu. Globalleşen dünyada dilin önemi her geçen gün artıyor. Öğrencilerimiz 2. sınıftan itibaren İngilizce eğitimi almaktadır buna ek olarak projeye seçilen öğrenciler daha akıcı konuşmak için 1 yıl boyunca İngilizce kursuna alındılar. Projeye dahil olan ülkelerce İtalyanca öğretilmesine karar verilmişti. Bu kapsamda öğrencilerimiz ‘İtalyanca’ kursu verildi. Öğrencili yurt dışı gezilerince her ülkeden gelen öğrenciler İtalyanca ve İngilizce konuştular. Gerçekten çok farklı tecrübe oldu hem öğrencilerimize hem de projedeki öğretmenlere. Ülkelerin Eğitim sistemine dâhil olduk, öğrencilerimiz bire bir derse girdiler. Beraber etkinlikler ve çalışmalar yapıldı. Yapılan etkinlikler hem öğretici hem de eğlendirici oldu. Yapılan bu çalışmalar ve etkinlikler bizlerin ufkunu açarken aynı zamanda birbirimizle daha da yakınlaştık. Ülkelerin geleneksel oyunları diğer ülkelerden gelen öğrencilerle beraber oynandı. Farklı oyunlar öğrenildi. Öğrenciler program dahilinde gidilen ülkedeki okulun velilerinin evlerinde kaldı. İlk gün çok zor gelmişti hatta ağlayan öğrencilerimiz oldu ama iki-üç gün içinde evlerinde kalınan aileler ve oradaki öğrencilerle samimi dostluklar kurdular, hatta ayrılırken çok duygusal anlar yaşandı. Şu anda bile projeye katılan öğrencilerimiz yurt dışındaki ailelerle ve öğrencilerle sosyal ağlardan iletişim kuruyorlar."
4 kitap yayınlandı
Dinler, projeye katılan öğrencilerin dünya görüşlerinin geliştiğine, kendilerine olan güvenlerinin arttığın ada vurgu yaptı: "Ders olarak işlenen yabancı dilleri günlük hayatta pratikte kullandılar. Gittiğimiz ülkelerin şehirlerindeki müzeleri, tarihi yerleri görme, inceleme fırsatı bulduk. Ülkemizdeki müzelerle, tarihi yerlere karşılaştırdık. İnsanların güncel yaşamda birbirlerine olan saygılarını, toplumsal kuraların daha belirgin olduğunu fark ettik. Özellikte trafik de yolcuların ve yayaların kurallara ne kadar uyduğunu öğrencilerimiz söyledi. Diğer ülkelerde yapılan çalışmalardaki farklı ve güzel etkinlik ve oyunları kendi okulumuzla paylaştık ve uyguladık."
Caner Dinler, proje kapsamında dışlanmış çocuklar, ülkelerin yöresel yiyecek ve içecekler, geleneksel halk hikâyeleri ve geleneksel mesleklerle ilgili çalışmaları kitaplaştırdıklarını da belirtti.
Ekip üyesi ve İngilizce öğretmeni Didem Gönen de proje kapsamında yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu: "Her ülkenin günlük konuşmalarda en çok kullanılan kelimelerini içeren dil kartları ana dil ve İngilizce çevirileri şeklinde basılarak, tüm partnerlere sunuldu. Ortaklarımızdan birinin dilinin tüm ortak ülkelerin öğrencilerine öğretilmesi çalışması kapsamında, İngilizcenin yanında İtalyanca öğretim çalışmaları yapıldı. Öğrencilerin okulda bir günlerinin nasıl geçtiğini anlatan film çekimi yapıldı ve sitede paylaşıldı."
Dünyaya farklı gözlerle bakıyorlar
Ekip üyesi ve sınıf öğretmeni A. Gülçin Bayraktar yurtdışındaki öğrenci hareketliliği süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Bayraktar, "Projemizde hareketlilikleri öğrencili hareketlilikler ve öğretmen hareketlilikleri olarak iki şekilde planladık. Ortaklarımızı öğretmen hareketliliği kapsamında 2015 Şubat ayında ülkemizde ağırladık. Kar tatili ve zorlu kış koşullarında gerçekleşen bu hareketlilikte ev sahibi olarak konuklarımızı bir hayli memnun şekilde ülkelerine uğurladık. Öğrencili hareketliliklerimiz açıkçası çok kolay başlamadı. Dezavantajımız öğrencilerimizin yaşı küçüktü.Proje boyunca 8 geçen yıl Romanya 'ya ,8 bu yıl Polonya 'ya olmak üzere toplam 16 öğrencimizi yurtdışına götürdük. İlk günlerde adaptasyon sorunu yaşasalar da ekibimizin gayreti, evsahibi aileler ve çocuklarının samimiyeti ve sevgisiyle bunu avantaja çevirdik diyebilirim. Öğrencilerimiz gittiğimiz ülkelerde gün içinde okullarda etkinliklere atölye ve drama çalışmaklarına katıldılar. Bunun yanı sıra tarihi,turistik çevre gezileri yaptılar. Bölgenin mülki amirlerini ziyaret ederek hediyelerimizi takdim ettik" dedi.
Bayraktar, projede yer alan 16 çocuğun artık dünyaya farklı gözlerle baktıklarını da sözlerine ekledi.
Projede yer alan öğrenciler de duygularını paylaştı:
Cem Boyraz (Polonya) : Giderken oldukça heyecanlandım. Muhteşem zaman geçirdi.
Selen Sevinç (Polonya): Hayatım boyunca böyle bir programa katılacağım aklıma gelmezdi. Polonya harika bir yer.
Elif Akdoğan (Romanya): Romanya’ya gitmeden önce kalacağım aile nasıl bir aile diye merak ediyordum; fakat gidince gördüm ki çok samimi insanlar. Romanya’da kaldığım aile çok tatlıydı. Farklı farklı yemekler yedik hepsi de birbirinden güzeldi.
Cansu Doymaz (4-L, Polonya ): Polonya’nın müzeleri çok ilginçti bu yüzden Polonya’nın müzeleri çok dikkatimi çekti.
Serhat Serin (5/D, Romanya): Romanya’da her yer yeşillik İstanbul gibi değil.
Beril Yurğa (Polonya): Polonya’da farklı kültürler, farklı yemekler ve farklı insanlar tanıdım.
Tuğba Olutürk (Romanya): Aileden ayrı kalmanın oldukça zor olduğunu öğrendim.
Sude Naz Bayraktar (Polonya): Polonya bize göre bilim ve tarih alanında ileride. Bize göre çok erken kalkıyorlar. Türkiye’ye dönerken ağlamıştım.
Nehir Özen (Polonya): Bol bol fotoğraf çekip yakaladığım anları ölümsüzleştirmeye çalıştım.
Deniz Türkan (Romanya): Romanya’ya gitmek hayatımı oldukça etkiledi gelecekte üniversiteyi yurtdışında okumak istiyorum.
Abdülkadir Veli Şahin (5/F, Romanya): Romanya oldukça sakin bir yerdi, hiç kimse kavga etmiyordu. Bu sebeple Romanya’yı çok sevdim.
Berre Öztürk (Polonya): Çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Polonya harika bir yer ve yanında kaldığım aileyi çok sevdim.