CHP'nin, milletvekilleri, belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu 150 kişilik heyeti, Diyarbakır'da bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulundu.
CHP İstanbul İl Yönetimi Canpolat başkanlığında, seçildiği günden bugüne kadar pek çok ziyarette ve çalışmada bulundu. Çalışmalarınıza hız veren İstanbul İl Yönetimi son olarak da yaşananları yerinde görmek, çözüm sürecine ve mağdur halka destek olmak amacıyla 150 kişilik bir kafileyle Diyarbakır'a gitti.
Canpolat ve beraberindekiler Diyarbakır CHP İl Başkanlığı, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve sivil toplum örgütlerini ziyaret etti.
CHP'LİLER, TAHİR ELÇİ'NİN MEZARINI ZİYARET EDİP KARANFİL BIRAKTI
CHP heyeti, ilk olarak barış açıklaması yaparken öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin mezarını ziyaret ederek karanfil bıraktı. CHP heyeti daha sonra Diyarbakır Barosu'na geçerek taziye dileklerinde bulundu. Heyeti Baro Genel Sekreteri Abdullah Çağır, karşıladı.
CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat Baro ziyaretinde yaptığı konuşmada “Diyarbakır’a gelmemizin en önemli sebebi daha önce burada baro başkanlığını yapan Tahir Elçi’nin barış söylemlerine katkı sunmak için onun yarım bıraktığı barış mücadelesini CHP olarak katkı sunmak için buradayız. Çok büyük bir değeri, bir barış elçisini kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Partimiz adına baroya başsağlığı diliyoruz. Tahir Elçi'nin yarım bıraktığı barış türkülerini söylemeye devam edeceğiz. Yıllardır bu ülkede yaşayan ve bu ülkenin önemli bir sorunu olan Kürt sorununu çözüm bulmayan çözümü sadece savaşta sadece kavgada arayanlara inat biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün terör eylemlerine karşı barış için bugün buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Doğu ve Güneydoğu’da Kürt halkına yapılan eziyeti kınamak için buradayız. Kısacası Hukukun üstünlüğü, insan haklarının özgürlüklerin, demokrasilerin tam kurallarıyla uygulanana kadar biz barış söylemlerini devam edeceğiz. Tahir Elçi'nin mezarını da ziyaret ederek, karanfiller bıraktık. İnsanların barış söylemlerini güçlendirmek için buradayız” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Baro Genel Sekreteri Abdullah Çağır ise Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden 56 gün geçtiğini, henüz şüpheli sıfatıyla hiçbir kişinin ifadesinin alınmadığını söyledi. Savcılığın yürütmüş olduğu soruşturmada arpa boyu bir yol alınmadığını dile getiren Çağır, kalıcı bir barışın gelmesi için tüm çabaları sarf edeceklerini sözlerine ekledi.
Vali Hüseyin Aksoy ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştiren heyet, ardından Büyükşehir Belediyesi önünde nöbet bekleyen sağlık personellerini ziyaret etti.
Heyet, Büyükşehir Belediye Eş Başkanı DBP'li Gültan Kışanak'ı da ziyaret etti. Kışanak, CHP'den parlamentoda rolünü oynamasını, yanlışların üzerine gitmesini ve cesurca politika izlemesini istedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak CHP'nin büyük bir heyetle Diyarbakır'da bulunmasının önemli olduğuna dikkat çekerek "Sizler de yakından takip ediyorsunuz, gerçekten zor günler yaşıyoruz. Tarifi imkânsız acılar yaşıyoruz. İzleri kolay kolay silinemeyecek travmalar yaşıyoruz. Demokratik bir ülkede yaşanmamsı gereken şeyler yaşıyoruz. Yok, mu, sorunlarımız tabii ki var. Kökeni tarihin derinliklerinde olan sorunlarımız var. Çözemediğimiz sorunlarımız var. Bundan kaynaklı sıkıntılarımız var. Ama demokratik bir ülkede olması gereken sorunları konuşarak çözmek, diyalogla çözmek, demokratik yol ve yönetmelerle çözmek, barışçıl yöntemlerle çözmektir. Her şeyden önemlisi de insan onurunu, haysiyetini, vücut bütünlüğünü, yaşama hakkını, yani tartışması imkânsız temel haklarını korumaktır. Ne yazık ki biz bu konuda bugünlerde çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Diyarbakır da bu sıkıntıları yaşayan illerimizden birisi" dedi.
Kışanak, ülkedeki bütün siyasi partilerin sorunların barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi ve demokrasiden taviz verilmemesi konusunda bir tutum ve davranış içersinde olmasını arzu ettiklerini, beklediklerini belirterek "CHP'den bu konuda ana muhalefet partisi olarak parlamentoda rolünü oynayan ve bu ülkenin her tarafında, doğusunda, batısında nerede olursa olsun bir hak ihlali varsa, bir sorun varsa üzerin gitmesi ve çözüm konusunda cesur bir politika izlemesini bekliyoruz" diye konuştu.
Cemal Canpolat yalnızlaştırılmak istenen bir halkın yanında olduğumuzu belirtmek için buradayız dedi.Daha sonra söz alan kadın Milletvekili: Bizler buraya hamaset yapmaya gelmedik, bir köprü olmak için buraya geldik. Çocuklar okula gidemiyor, binlerce kişi evlerini terk etmiş... Kamuoyuna haberler yansıtılıyor, ama biliyoruz ki pek çok şey çarpıtılarak yansıtılıyor. O yüzden bütün bunları yerinde görmek, kamuoyuna aktarabilmek için buraya geldik. Buradaki halkın sesi olmaya, yalnız olmadıklarını ifade etmeye geldik.
GÖZYAŞLARI ARASINDA BARIŞ İSTEDİ
CHP heyeti belediye ziyaretinden sonra olayların yaşandığı ve sokağa çıkma yasağının uygulandığı Sur'un 6 mahallesine doğru yürürken, güvenlik güçleri çatışmaların devam etmesi nedeniyle bölgeye girmelerinin sakıncalı olduğunu belirtmesi nedeniyle geri döndü.
Burada esnaflarla görüşen CHP'liler, vatandaşa moral vermeye çalıştı. Gazi Caddesi üzerindeki esnaflarla görüşen CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat'ın yanına gelen yaşlı bir vatandaş gözyaşları arasında sorunun çözülmesini ve barışın sağlanmasını istedi. Bir başka vatandaş da devrilen barış masasının yeniden kurularak, çözüm sürecine geri dönülmesi gerektiğini aktardı. CHP heyeti esnafla görüşmelerine devam ederken, polisin, yasaklı mahallede çatışmaların başladığını ve ilçede kalmalarının riskli olabileceği aktarılması üzerine heyet Sur İlçesi'nden ayrılmak zorunda kaldı. Şeyh Sait Meydanı'nda yapılan kısa basın açıklamasının ardından CHP heyeti, sivil toplum örgütü temsilcileriyle görüşmek üzere Mitania Oteli'ne geçti.
"DİYRABAKIRDA ÖLMEK KOLAY YAŞAMAK ZOR"
Heyetin ziyareti sırasında mikrofon uzatılan bir Diyarbakırlı yaşlı vatandaş da düşüncelerini şöyle açıkladı: "70 yaşımdayım. Burada doğdum. Bugüne kadar terör olayları yüzünden pek çok sorun ve sıkıntı yaşadık. Son dönemde ise bugüne kadar yaşanmamış olaylara tanık olduk. Olaylar başlattığı günden beri evime gidemiyorum. Bulduğum yerlerde yatıyorum. Çatışmalarda arada kaldık. Cenazelerimiz alamıyoruz, yaralılarımızı tedavi ettiremiyoruz. Sorunlarımızın giderilmesi için herkesten destek istiyoruz. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız, başka gidecek yerimiz de yok.
ATAŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN YARDIM
Heyette bulunan Ataşehir Belediye Başkan Battal İlgezdi de bölgede yaşayan vatandaşlar a dağıtılmak üzere 2 tır dolusu yardım malzemesi de getirdi.
İlgezdi yaptığı açıklamada "Halkımız yaşanan çatışmalar nedeniyle çok ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Biz de elimizden geldiğince onların ihtiyaçlarını gidermek, destek olmak için buradayız" dedi.
'SUR HALKI 53 GÜNDÜR KENDİ EVİNE GİREMEYECEK KADAR MAHKUM EDİLMİŞ'
Basına kapalı gerçekleşen toplantı öncesi konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, savaş çığlığı atanlara inat CHP olarak barış dilini kullanmak için Diyarbakır'a geldiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"İstanbul'dan büyük bir heyetle buraya geldik. İstanbul milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, ilçe başkanlarımız ile yöneticilerimizle Diyarbakır'a geldik.
Diyarbakır'da ısrarla savaş çığlığı atanlara inat barış dilini kullanmaya geldik. Tahir Elçi'nin 'Barış' dediği gün Sur'da katledilmesini kınamak ve onun yarım bıraktığı barış söylemlerini daha yüksek sesle söylemek için geldik.
Gelmeden önce Erdal İnönü'nün hazırlattığı Kürt Raporunu inceledim. Bugün burada gördüklerimizle 90'lar arasında değişen hiç bir şey yok. Sur'dan içeri girerken bir taraftan silah bir taraftan bomba sesleri geliyordu. Güvenlik güçlerinin uyarısından sonra dönmek zorunda kaldık. Sur halkı 53 gündür evine gidemiyor. 22 bin nüfusu olan bir şehir 2 bin kişilik bir hayalet şehre dönüştürülmüş. Bu bölgede Kürtlerin sorununu çözmenin silahla, tankla, topla olmayacağını son 40 yılda hep birlikte yaşadık. Bunun çözümünü parlamentodur. Bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar. Buna CHP olarak müsaade etmeyeceğiz. Israrla barış ve birlikte yaşama dilini kullanacağız.
İster güvenlik güçlerimiz ister Kürt yurttaşlarımız olsun hiç bir ölümü tasvip etmiyoruz. Birbirini öldüren bir ülke olmaktan çıkma konusunda CHP olarak bundan sonra bölgeye daha çok ağırlık vereceğiz. Savaş diline karşı çıkarak, barış dilini ısrarla yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz.
Bu bölgede Kürtlerin ötekileştirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Kürtlerle birlikte hem gericiliğe hem uluslararası sermayeye karşı mücadele vereceğiz.
Ahmed Arif'in dizeleriyle sözlerimi bitirmek istiyorum:
Öyle yıkma kendini,/ Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,/ İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,/ Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile/ Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,/ Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni."