AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısı konuşmasında Gezi Direnişi'ne katılan eylemciler için “Bunlar çürük, bunlar sürtük” ifadelerini kullanmasına ilişkin bir eleştiri de Pir Sultan Abdal Genel Merkezi’nden geldi. Yapılan açıklamada iktidarın uyguladıkları cemevlerinin yok sayılmasından, kürtaja, kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırılmasına kadar birçok konuya dikkat çekildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gezi Direnişi’ne katılan vatandaşlara “çürük” ve “sürtük” ifadeleri sosyal medyada büyük tepki topladı. Erdoğan’a çeşitli sivil toplum kuruluşlarından eleştiri geldi. Son olarak Pir Sultan Abdal Derneği eş zamanlı olarak şubelerinden basın açıklaması yaptı. Gezi Direnişi’nde vefat eden Ali İsmail, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert vs. isimlerinin anıldığı açıklamada Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi Cemevi Kadın Meclisi Başkanı Vesile Özdemir şu ifadeleri kullandı:
* “AKP iktidarının 2013’de İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’nı yıkıp yerine kışla yapma girişim- leri, yurttaşların Anayasal demokratik haklarını kullanarak gerçekleştirdiği ve tüm ülkeye yayılan eylem- lerle durdurulmuştur.
* Gezi eylemleri, 27 Mayıs 2013 tarihinde Taksim Gezi Parkının yok edilmesi pahasına, parkın bir kısmına inşa edilmek istenen Taksim Kışlasının yapımını durdurabilmek için başladıysa da 11 yıllık Akp hüküme- tinin toplum üzerinde oluşturduğu tüm baskılara isyandı.
* Kaç çocuk doğuracağımızdan, kahkalarımıza, kırmızı rujumuzdan, yoğun işçi sömürüsüne; o dönem FETÖ’yle işbirliği yapıp çocuklarımızın geleceksiz bırakılmasına, 4+4+4 eğitim sistemi ile özellikle kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırılmasına, kürtajın yasaklanmaya kalkışılmasına, kamu mallarının, derelerin, ormanların yok edilmesine, ibadethane olan Ce- mevlerimizin yok sayılmasına, savaş çığırtkanlığına, soyguna, yağmaya, talana karşı halkımızın birikmiş öfkesiydi.
* Her kesimden insanların isyanıydı. Arada geçen 9 yıla rağmen Akp’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Haziran’da TBMM’de yaptığı konuşmada teslim alamadığı kadınlara bunlar “çürük”, “sürtük”, diyerek hakaret etmesinin dil sürçmesi ya da kızgınlıkla söylenen bir söz olmadığının farkındayız.
* Bugün görünen o ki Gezi’den ders almak bir yana daha da kin ve nefret üzerine kurdukları politikalarla ülkeyi felakete sürüklemekte kararlılar.
* Bizler o gün haklıydık bugün de haklıyız ve bu görünen bir gerçek haline geldi. Zam, yoksulluk ve şiddetin geldiği boyut ne kadar haklı olduğumuzu her gün kanıtlamaktadır. Artık gün gibi ortada olan şey; Akp’nin güçlü iktidarı değil; onların, ne kadar çaresiz ve halk düşmanı old- uğudur.
* Biz kadınlar Gezi’de ayrımcılığa, şiddete, baskıya, eşitsizliğe isyan eden kadınlardık, eştik, ablay- dık, kardeştik; bizler çocuklarının geleceğini düşünen annelerdik. Gözümüzden sakındığımız sizin ise bizden aldığınız, BERKİN’İN, ALİ İSMAİL'İN, ETHEM'İN, ABDULLAH'IN, AHMET’İN, MEHMET'İN,MEDENİ'NİN, HASAN'IN ve burada sayamadığımız onlarca gencimizin annesiydik, kız kardeşiydik yoldaşıydık, sıra arkadaşıydık. Biz memleketine, onuruna sahip çıkan kadınlardık.
* AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kullanılan "Sürtük" sözü kadınlara karşı çok yoğun şiddet ve ayrımcılık içermektedir.
* Artık bir cinskırım boyutuna varan ve her gün en az 3 kadının öldürüldüğü, LGBTİ+ların en temel insan haklarının dahi yok sayıldığı, kadınların sistematik şiddet gördüğü ülkemizde kadınlara yönelik kullanılan “Sürtük” kelimesi eril dilin ürünü olup kadınlara yönelik ayrımcılık içermektedir.
* TBMM kürsüsünde dile getirilen “sürtük” kelimesi sokakta taciz, işyerinde mob- bing, ev içinde şiddet, cinayet, konser ve kıyafet yasağı olarak karşımıza çıkmaktadır.
* Kısacası bu eril şiddet dili kadına yönelik şiddet ve cinayetleri körükleyici niteliktedir ve asla kabul edilemez.
* Son sözümüz; bu ülkenin kadınları, aydınları, gençleri sizin karanlığınıza boyun eğmeyecektir. Mücadeleyi daha da yükselterek devam edeceğimize ne dostumuzun şüphesi olsun ne de düşmanımızın. Böbürlenme padişahım senden büyük halk var. Biz, sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedik bu bize dert oldu; biz de, sizin önünüzde diz çökmedik bu da size dert olsun."