Uygulamanın 1 Kasım 2010 tarihinde başladığını hatırlatan Taşdemir, aile hekimliği uygulamasının getirdiği kazanımları anlattı.
Taşdemir, aile hekimliğinden önce hastaların yüzde 60’ının doğrudan hastanelere gittiğini, polikliniklerde uzun kuyruklarda beklediğini ve sağlık ocaklarının tercih edilmediğini hatırlattı. Uygulamadan sonra ise Sağlık-Net ile kayıt takibinin yapıldığını, çalışma koşulları iyileştirilen personelin motivasyonunun arttığını ve hastaların hekimlerini seçebildiğini belirtti.
Aile sağlığı merkezi ve aile hekimliği birimi sayılarındaki artışla, hastanede kuyrukların azaldığını ifade eden Taşdemir, aile hekimlerinin hızlı ve kaliteli sağlık hizmeti vermesi nedeni ile tercih sebebi olduklarını söyledi.
Bebek ve anne ölümleri azaldı
Taşdemir, kaliteli sağlık hizmeti, bilinçlenme ve aile sağlığı merkezleri ile bebek ve anne ölümlerindeki azalmayı şöyle anlattı:
“Bebek ölüm sayısı 2006 yılında 2,777; 2007 yılında 2,393; 2008 yılında 2,607; 2009 yılında 1,968; 2010 yılında 1,717; 2011 yılında da 1,485 şeklinde istatistik bilgilerimizde yer aldı.
2011 yılında bebek ölüm oranı binde 6,544 civarında idi. 2006 yılında binde 19,872 olan bebek ölüm oranı, 2011 yılında binde 6,544’e düştü.”
2005 yılında yüz binde 12,6 olan anne ölüm oranının 2011 yılında yüz binde 9,70’e düştüğünü kaydeden Taşdemir, gebeliği riskli olan anne adaylarının 24 saat boyunca telefon ve internet aracılığıyla kendilerine ulaşabileceğini belirtti.
Taşdemir, basın toplantısının sonunda, anne ve bebek ölümlerinin azalmasında halkın bilinçlenmesinin ve aşının önemini vurguladı.