VECİHE TUNCA: “ŞİDDETİN COĞRAFYASI YOK”
8 Mart, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlansa da; kadının insan haklarını anlama ve anma günü olmalıdır. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Ataşehir Belediye Meclisi’nde ve Ataşehir’de çeşitli etkinliklerle, New York'ta 1857 yılında, yanarak can veren 128 emekçi kadın ve kadına yönelik şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınlar anılarak kutlandı. Ülkemizde 8 Mart 2013’teki etkinliklerde; kadının eşitlik hakkından çok, yaşam hakkı savunuldu. Bu da bize kadın haklarında geldiğimiz noktayı gösteriyor.
Bugün yeryüzünde her üç kadından biri, şiddete maruz kalmaktadır. Ülkemizde de kadına yönelik şiddet oranı yüzde bin 400'lere ulaşmıştır. TBMM’nde kadın temsil oranımız %14.2’dir.
Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin (KADER) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırladığı rapora göre, 2012'de erkek şiddetine kurban giden kadın sayısı 165’tir. Türkiye'de toplam 101 rektörün içinde sadece 6 kadın rektör bulunuyor. Müsteşarlık görevine ise atanmış tek kadın yoktur.
“Dünya Ekonomik Forumu” nun (WEF) Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre; 2006’da Türkiye, 135 ülke arasında cinsiyet eşitsizliğinde 105. sırada iken, altı yılda 124. sıraya düşmüştür. Kadınların eğitime erişimi 2006’da 92. sıradayken 108. sıraya, “ekonomik yaşama katılım ve fırsat eşitliği” gibi konularda da 2006’daki 106. sıradan, 129. sıraya gerilemiştir.
Türkiye’de kadınlar çalışmak, boşanmak istemek gibi nedenlerle öldürülmek isteniyor. Kadını eve kapatan bir toplum yetiştirilmek isteniyor. Ülke yöneticileri kadın ve erkek eşitliğine inanmıyorsa daha uzun yıllar mücadele etmemiz gerekir.
Şiddetin coğrafyası yok. Şiddet, kadınların insan haklarının çiğnenmesidir. Dünyada üretimin erkekler %34, kadınlar %66’sına sahip. Fakat toplam gelirin sadece %10’u, malvarlığın ise %’1’i kadınlara aittir. Kadına yönelik şiddet olayında arabuluculuk yapılmamalıdır. Şiddetle ve kadın erkek eşitliği ile kadınların ve erkeklerin eğitilmesi gerekir. Toplumsal cinsiyet rollerini ortadan kaldırmalıyız.
20 Mart 2012 yılında, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” yürürlüğe girdi. 18 Ocak 2013 yılında Yasanın Uygulama Yönetmeliği çıkmıştır. Uygulamaya yönelik bazı eksikliklere rağmen yeni yasa, şiddetin önlenmesine yönelik önemli adımlar atılmasını sağlayacak niteliktedir. Yasa, şiddete uğrayan ve şiddete uğrama tehlikesi bulunan herhangi bir ayrım yapılmaksızın tüm kadınları, çocukları, aile bireylerini ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişileri koruyor. Yasada medeni durumuna bakılmaksızın tüm kadınlar korunuyor. Kanunun uygulanmasında, Anayasa, uluslar arası sözleşmeler ve özellikle İstanbul Sözleşmesi’nin esas alınacak olması çok önemli. Ancak, Yasada kadın birey olarak korunmuyor. Aileyi korumak temel alınmış durumda. Şiddetin kaynağı erkektir. Bunu göstermek gerekir. Hükümet şiddete karşı net kararlılığını göstermelidir. Şiddet uygulayan, ciddi caydırıcı ceza almalı, şiddetin hiçbir zaman nedeni araştırılmamalıdır. Şiddete maruz kalmak, şiddeti yapanla ilgilidir.
6284 Sayılı Yasaya göre, koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmamaktadır. Gecikmesinde sakınca olması durumunda, şiddeti önleyici tedbirlerin aile mahkemesi hakimince verilmesinin yanında, kolluk amirine yasada bazı tedbirleri alma yetkisi verilmiştir. Mülki amirine de koruyucu tedbir alma görevinin verilmesi ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde barınma yeri sağlanması ve hukuki, sosyal, psikolojik açıdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti vermek üzere kolluk amirine de tedbir alma yetkisi verilmiştir. Şiddeti önleme ve izleme merkezlerinin kurulması çok önemlidir. Ancak henüz “ŞÖNİM” Uygulama Yönetmeliği çıkmamıştır.
Ülkemizde, şiddet gören kadınlar için kurulan sığınakların sayısı az ve koşulları çok sağlıksızdır. Sığınaklara bütçe sağlanmalıdır. Konukevlerinde hukuki, sağlık ve psikolojik destek verilmelidir. Sığınaklarda dayak ve öldürülme korkusu olmaması, kadınlar için çok önemlidir. Sığınakların kabulünü isteyen kadınlar İl Müdürlüğü’ne, ŞÖNİM’e, benzeri görev yapan kurum ve kuruluşların ilgili yönlendirici birimlerine veya kolluğa başvurabilirler. Kadınların konuk evine doğrudan başvuruları kabul edilemez.
Ülke genelinde polis, 2012 yılında 1380 kadınla, 18 erkeği çağrı üzerine korumaya aldı. Alo Şiddet Hattı 183 bulunmaktadır. 6284 Sayılı Yasa’nın kabul edilmesinden bu yana İstanbul’da 1615 başvuru şiddetle ilgilidir. Erkeklerin %71’i şiddet uygulamaktadır. Kadın, şehirlerde %18, köylerde %76 oranında dayak yiyor. Son rakamlara göre, Türkiye’de kadınların yüzde 40’ı babasından, yüzde 32’si annesinden, yüzde 28’i sevgilisinden, yüzde 39’u ise eşinden fiziksel şiddet görmektedir.
Toplumsal, kamusal ve özel alanda; kadın erkek eşitliğinin sağlandığı, kadına yönelik şiddetin son bulduğu, nice “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlamak dileğiyle…
Av. Vecihe Tunca Ataşehir Bel. Meclis Üyesi