EDEBIYATA-YOLCULUJ

Çeşitli ülkelere gerçekleştirdiği seyahatlerine ilişkin kaleme aldığı kitaplarıyla yazın dünyasında adından söz ettiren Nedim Gürsel ile MSKM’de gezi edebiyatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi. Gürsel, “Edebiyatın kökeninde bir yolculuk vardır ve yazar olarak yolculuklar beni çok besledi.” dedi.

 

Ataşehir Belediyesi kültür-sanat etkinlikleri kapsamında edebiyatta 50 yılı deviren, kitapları 25 ülkede yayımlanmış Türk Edebiyatının duayenlerinden Nedim Gürsel ile Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde gezi edebiyatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi.

 

 

 

Gazeteci- yazar Gülşah Elikbank'ın moderatörlüğünde, usta yazar Nedim Gürsel ile son kitabı ‘Mehdi'yi Beklerken’ üzerine bir sohbet gerçekleştirildi. 

 

YOLCULUK EDEBİYATI

 

Nedim Gürsel, “Ben daha çok ‘yolculuk edebiyatı’ tanımlamasını kullanıyorum. Rehber niteliğinde kitaplar yazmıyorum. Edebiyatın kökeninde bir yolculuk vardır ve yazar olarak yolculuklar beni çok besledi. Romanlarımda ve öykü kitaplarımda da; uzak coğrafyalar, başka kentler ve o kentlerin şiirsel atmosferleri yer aldı. 16 yaşında yazdığım ilk hikâyemin adı yolculuk ve o zamandan bu yana, benim varoluşumun temeli de aslında bir edebiyat yolculuğu olmuş” ifadelerini kullandı.

 

“ZORLANAN YAZARLAR KATEGORİSİNDEYİM”

 

Nedim Gürsel, “Kitap adları her zaman kitapların içeriklerini yansıtmayabiliyor. Bazı yazarlar çok kolay isim bulurlar, bazıları zorlanırlar. Ben kendimi zorlanan yazarlar kategorisinde görüyorum. Edebiyatın her türünde 40’dan fazla kitap yazdım, sanıyorum bir kitabıma iyi bir başlık buldum. Onun ismi de Boğazkesen” dedi.

 

 

 

“MEHDİ İNANCINI ÜTOPİK BULUYORUM”

 

Kitabının ismini ilk olarak ‘İran’a Yolculuk’ olarak belirlediğini ifade eden Gürsel, kitapevinin telkiniyle daha çekici bir başlık seçerek, ‘Mehdi’yi Beklerken’ ismini verdiğini söyledi. 

 

İran’a yaptığı yolculuk ve oradaki inançlar üzerine söyleşiye devam eden Nedim Gürsel, İran’daki mehdi inancına, inanç dışından bir yazar olarak baktığını ve ütopik bulduğunu söyledi.

 

“ŞİİR HER ZAMAN ÖN PLANDA”

 

Ortadoğu’nun edebiyat açısından çok zengin bir şiir geleneği olduğunu vurgulayan Nedim Gürsel, “Şiir her zaman ön planda olmuş. İran’da da bu böyle, bizde de. İran’a bakarsak; klasik şairlerini onurlandıran bir ülke, çağdaş şairleriyle sorun yaşıyor. Kitapta bu çelişkiden de bahsettim. Kitap uçağın tekerleri piste değer değmez başı açık olan kadınların örtünmesiyle başlıyor. Bana sorarsanız devlet vatandaşın ne giydiğiyle ilgilenmemeli. Bunu kitabımda da dile getirdim. Bu yolculuk ve oradaki yazar dostlar sayesinde az da olsa Klasik İran Edebiyatı üzerine bilgi sahibi olabildim” dedi.

 

NEDİM GÜRSEL KİMDİR?

 

Nedim Gürsel, 5 Nisan 1951 yılında Gaziantep'de dünyaya gelmiştir. 1970 yılında Galatasaray Lisesi’ni, 1974 yılında Paris Sorbonne Üniversitesi Modern Fransız Edebiyatı bölümünü bitirdikten sonra aynı yerde karşılaştırmalı edebiyat doktorası yapmıştır.

Halen Sorbonne Üniversitesi’nde Türk Edebiyatı dersleri veren Nedim Gürsel, Fransa Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi'nde Türk Edebiyatı üzerine araştırma başkanı olarak çalışmaktadır.

Nedim Gürsel'in 1966 yılından itibaren yazıları Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Yeni Edebiyat, Birikim, Milliyet Sanat ve Gösteri gibi dergilerde yayınlanmaya başlamıştır. Kitapları 12 dile çevrilen Nedim Gürsel'in bazı öyküleri de tiyatroya uyarlanmıştır.

 

Yapıtları on yabancı dile çevrilen Nedim Gürsel,1976'da Türk Dil Kurumu, 1986'da Abdi İpekçi Barış, 1987'de Haldun Taner Öykü ve Fransız PEN Kulüp Özgürlük ödüllerini aldı. 1990'da Radio France Internationale'in `Uluslararası En İyi Öykü Ödülü', 1992'de Struga Plaket ödüllerini kazandı.

 

ATAŞEHİR’DE GÜNDEM