Türk sinemasının muhalif kimliği ile bilinen usta oyuncusu Tarık Akan son yolculuğuna uğurlandı. Usta’yı on binler uğurlarken sanatçı dostları da yalnız bırakmadı
66 yaşında hayatını kaybeden usta sanatçı Tarık Akan son yolculuğuna uğurlandı. Tarık Akan için ilk tören Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlendi. Ünlü sanatçının ailesinin isteği üzerine Tarık Akan’ın cenazesi tören alanına getirilmedi. Akan’ın naaşı Zuhuratbaba Mezarlığı’na defnedildi. Anma töreni Nebil Özgentürk’ün hazırladığı bir mini belgeselle başladı. Taş Mektep öğrencileri, Akan için besteleri seslendirdi.
Öğrencilerin ardından ünlülerden oluşan bir koro da sahneye çıktı. Piyanist Fazıl Say da piyanonun başına geçerek Tarık Akan’ın en sevdiği parçaları çaldı.
Özlem Üregül babasını anlattı
Konuşması sırasında gözyaşlarına hakim olamayan Özlem Üregül, “Onca film belgesel şöhretin arasında bizimle hiç aksatmadan tüm sevgisiyle ilgilendi. Babam ne düşünüyorsa onu yaşardı. Hayattaki duruşunu kişisel hayatına da yansıtırdı. Biz üç kardeşiz, bizi hepimizi ayrı ayrı çok sevdi ve her zaman her konuda bizi eşit sevdi. Babamın en değer verdiği şey kardeşler arası eşitliktir. Bize eşitlik duygusunun ailede başladığını öğretti. Hepimiz sevgide birleşiyoruz. Türkiye insanının gerçek dert ve sevinçlerini filmlerine aktardı. Yaptığı her adımda Türkiye’nin daha iyi bir geleceği olması için uğraştı. Bunların yaparken sevenlerinin gücünü her zaman hissetti. Biz babamı kaybetmedik, Türkiye Tarık Akan’ı kazandı. Şimdi bu bayrağı bize devretti. Bu bayrak çoğalarak devam edecek. Benim güzel babam sevgiyle sonsuzluğa. Seni çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
'Kozalak Zeki' gözyaşları içinde konuştu
Tarık Akan’ın 52 senelik arkadaşı ‘Kozalak Zeki’ lakaplı Zeki İrfanoğlu, gözyaşları içinde yaptığı konuşmada, “Ölmeden bir süre önce bir yerde otururken, ‘Bu kadar maddi gücümüz var, Amerika’ya neden gitmiyoruz dedim. ‘Atatürk gitti mi, ben niye gideyim?’ dedi. Tarık 52 yıllık arkadaşımdı. Siz Tarık Akan’ı kaybettiniz, ben canımın yarısını kaybettim” şeklinde konuştu.
Sanatçı Rutkay Aziz de yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Tarık Türkiye’nin Tarık Akan’ı ama benim, bizim Bakırköylü devrimci canımın içi arkadaşım ve onun veda edişiyle bizden de bir parça Zuhuratbaba’ya gidiyor. Ben onu 1967 yılında Bakırköy lisesi tuvaletinde sigara içerken tanıdım. Basketbol takıma çağırdım onu. İlk maçta da fena yenildik. Sonra bir kavganın içine girdik. Çünkü emeğin kutsal olduğuna inandık. Maden işçileriyle, 1 Mayıs’ta beraberdik. Hep emeğin yanında olduk. Tarık öylesine ilkeli, onurlu, gururlu, kavgacı biriydi. Üç şeye toz kondurmazdı. Mustafa Kemal, Nazım Hikmet, İlhan Selçuk ağabeyimiz.”
Fazıl Say’dan dinleti
Ünlü piyanist Fazıl Say, anma töreninde Tarık Akan’ın sevdiği parçalardan oluşan bir müzik dinletisi sundu. Törende Taş Mektep Korosu da sahne aldı. Anma töreninde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tarık Akan’ın oğlu Barış Üregül, “Söylenecek pek bir şey yok. Açıkçası hepimiz üzgünüz. Anmaya geldik elimizden geldiğince. Ömrümüz boyunca anmaya devam edeceğiz diyecek bir şeyim yok. Hep beraberdik. Nazım Hikmet Vakfı’na teşekkür etmek istiyorum. Fazıl Say’a teşekkür etmek istiyorum. Kendisi babamın arkadaşıydı. Burada bugün eserini çalacak olması anlamlı ve güzel. Babamın arkadaşlarına, bütün emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Son zamanlarda yoğun bakımdaydı. Acı hissetmedi” dedi.
Sezer ve Kılıçdaroğlu törendeydi
Usta oyuncu için düzenlenen törene 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Sezer alkışlar arasında sahneden törene katılan vatandaşları selamladı. Usta oyuncuya son görevini yerine getiren Kılıçdaroğlu, Tarık Akan’ın aile yakınlarına başsağlığı diledi.
Salonda izdiham
Tarık Akan’ın çok sayıda seveni, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda yapılan törenin başlamasından saatler önce tiyatro binasına geldi. Salonun kapısının saat 13.00’de açılmasıyla birlikte izdiham yaşandı. Bir kadın, yaşanan izdihamda baygınlık geçirdi. Vatandaşlar baygınlık geçiren kadına müdahale etti. Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki törene katılanlar cenaze töreninin yapılacağı Teşvikiye Camii’ne doğru harekete geçti. Tiyatro sahnesine sığmayan, bu yüzden dışarda bekleyenlerle birlikte kalabalık onbinleri buldu.
Dostları yalnız bırakmadı
Tarık Akan’ın Türk bayrağına sarılı tabutu, son yolculuğuna uğurlanmak üzere saat 15.00’te Teşvikiye Camii’ne getirildi. Yoğun katılım nedeniyle tabutun çevresinde yaşanan izdiham, gerilime neden oldu. Bu sırada bazı sendika temsilcileriyle bir vatandaş arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın üzerine Tarık Akan’ın ağabeyi Turgut Üregül araya girdi.
66 yaşında hayatını kaybeden Türk Sineması’nın usta oyuncusu için düzenlenen cenaze törenine kızı Özlem Üregül, oğulları Barış Zeki ve Yaşar Özgür Üregül, hayat arkadaşı Acun Günay, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekilleri Gürsel Tekin ile Mehmet Akif Hamzaçebi, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Emel Sayın, Nuri Alço, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Kadir İnanır, Fatma Girik, Türkan Şoray, Melike Demirağ, Zülfü Livaneli, Agah Özgüç ile sevenleri katıldı.

DOSTLARI TARIK AKAN'I ANLATTI
GANİ MÜJDE: Salona giremeyeceğim ama çok mutluyum. Çünkü Tarık Akan’ın yaşamı boyunca sahip çıktığı insanlar şimdi ona sahip çıkıyor. Bu anlamda çok mutlu oldum. Salona giremesem de olur… Çünkü bazen ölümler turnusol kağıdı gibidir. Yaşarken anlayamazsınız o değeri…
Barış Manço’da da böyle olmuştu. İnsanlar içlerinde tuttukları duyguları böyle anlarda dışarı çıkarıyor. Herkes duygularını Tarık Akan üzerinden ifade ediyor. E o da böyle uğurlanmalıydı zaten… Çok özel bir adamdı. Yaşıtları o parlak çocuklukla elde ettikleri şöhrete devam ederken o makas değiştirdi. Tüm yol arkadaşlarıyla sinemada unutulmaz izler bıraktı. Şöyle bir anım var. Sinema okulunda öğrenciydim. Cannes’da ödül almış Yol’u izleyeceğiz ama yasaklıydı. Hocamız bizi bir arkadaşının evinde topladı ve Yol’da Tarık Akan’ı izledik. Ne büyük bir aktör olduğunu bir kere daha anlamıştım. Hababam sınıfındaki parlak çocuk oyunculuğunu da çok beğenirdim. Hababam Sınıfı serisinin popüler olmasında büyük etkisi vardır. O zamanlar Şener Şen bilinmiyordu.
Kemal Sunal ve Tarık Akan çok taşıdı Hababam Sınıfı’nı…
Türk sineması belgeseli hazırlansa neredeyse her köşesinde Tarık Akan vardır. Allah bütün sanatçılara böyle bir veda nasip etsin.
ZÜLFÜ LİVANELİ: 40 yıllık arkadaşım, dostum, hem çalışma arkadaşım. Birlikte onun başrol oynadığı filmlerin müziklerini yapmıştım. Birçok filmde beraber çalışmıştık. Onun dışında birçok eylemde birlikte bulunduk. Tarık bir can arkadaştı. Okulunun adı Taş Mektep’ti ama o yufka yürekli bir insandı. Starlığı elinin tersiyle itip, her şeyi yapabilecekken, Türkiye’nin en zengin insanı, en tanınmış, en yakışıklı insanı olabilme imkanı varken bunları elinin tersiyle itti. Hakiki sanat yoluna girdi. Bunu herkes yapamaz. Bazıları toprağa gömülür, bazıları halkın kalbine" dedi.
AGÂH ÖZGÜÇ: Tarık Akan için en güzel sözü Yılmaz Özdil yazdı: "Tarık Akan delikanlı gibi yaşadı, delikanlı gibi öldü." 100 yıllık Türk sineması tarihinde sinema oyunculuğu Fikret Hakan ile başlar, Yılmaz Güney ile zirveye ulaşır, Tarık Akan ile devam eder.
HÜSEYİN ALEMDAR: Tarık Abi sinemanın yakışıklısıydı. Yaptığı her şeyi de yakışıklı yapan birisiydi. Sadece jönümü kaybetmedim, kalbimin en güzel insanını kaybettim. Tarık Abi için yazdığım bir şiirimi de paylaşmak isterim.
DEVRİME TARİF AŞKA TARIK
Yılmaz Güney’e
Yüzümü kantaşıyla tanıştırdığımda
kana konuşan bir hevesti gençliğim
hamheves yaşardım her şeyi beyazperdede
can der,
Canım Kardeşim bir mimik kanardım herkeste
gidip kendimi film karelerinin içine atardım
genç kızların sevgilisiydi ya Tarık abi o sıra
kalbe fiyaka saçlarımı onun gibi tarardım
heyhat, ben ki flörtü bile değildim tek bir kızın
aşka tarif gençliğe Tarık
kendime çalışırdım
Gençliğimi kavgayla tanıştırdığımda
yüksek sesli dergiler okuyordum herkes gibi
devrimci bıyıklarım henüz çıkmamıştı daha
ama devrimci şiirler yazıyordum o biçim
devrim ki en çok varoşları ve köyleri sevindirmişti
en büyük devrim ki alanlarda yapılmıştı
bir
Hasretinden Prangalar Eskittim şiiri vurmuştu herkesi
birden
Maden bir esmerlik olmuştu Tarık abi
ben ki zaten esmerliği çocuklardan bilirdim
devrime tarif aşka Tarık
kendime gitmiştim
Ömrümü aynalarla tanıştırdığımda
içakıntı gidip sinema önlerinde ağlamıştım
kasıklarımdaki kadınlara ağlamıştım babam gibi
bir yanım kendinin mağlubu
Delikan İstanbul’du
bir yanım hüzne
Pehlivan derde
Derman üşüyordu
sahi,
Bir Avuç Cennet gibi bir şeydi Tarık abi
tutup içimi
Yol bir film hatrına Bingöl’e atmıştım
ülkeme tarif sılaya Tarık
kendime kaçmıştım
Şimdi ne zaman Tarık abi desem
saklı söz bir Yılmaz Güney repliği etleşir aramızda
şiir gibi ilk sinema gibi son
— Tarık, bak bu kediye, bak annem gibi!
AYDIN ILGAZ: Tarık Akan'ın başrolünü oynadığı, Yusuf Kurçenli'nin yönettiği Karartma Geceleri filminin çekimlerinin bazı sahnelerinin çekimini yakından takip ettim. Babam Karartma Geceleri'nde 1940'lı yıllarda yaşadığı günleri anlatmıştı. Tarık Akan'ın Mustafa Ural'ı canlandırdığı Karartma Geceleri'nin ev sahneleri, Anadolu Hisarı'nda ahşap bir evde, işkence sahneleri ise Eminönü civarında salaş bir binada, okul sahneleri ise babamın da öğretmenlik yaptığı Karagümrük'te bir okulda çekildi.
Film tam anlamıyla gerçeğe yakın bir film oldu. Filmi babam Rıfat Ilgaz da beğendi.
Tarık Akan, HAbabam Sınıfı filmlerinde de oynamıştı. Karartma Gecelerinin galası sonrası Tarık Akan babama "Hocam olmuş mu? Başardım mı?" diye bir soru sormuştu. Babamın da gözleri dolmuştu. Sonra sıkıca birbirlerine sarılmışlardı. Filmin, İstanbul Film Festivalinde gösterimine izin verilmedi. Vecdi Sayar'ın da yardımlarıyla sansürden geçti. Yurtiçi ve yurtiçinden 12 ödül aldı. Tarık yalnızca filmlerden tanıdığım Tarık değil oğlumun da 8 yıl okuduğu okulun da yöneticisiydi. Veli olarak da çok kere görüştük. Yakın arkadaşımdı. Hababam Sınıfı'nda bir öğrenciydi, yıllar sonra da bir eğitimci oldu. Pek çok çocuğun gelişiminde etkisi oldu. Geride çok güzel değerler bıraktı.
Tarık Akan, Hababam Sınıfı'nda Damat Ferit, Karatma Geceleri'nde ise Şair Rıfat Ilgaz'dır. Saygıyla anıyorum.
TUNCAY AKÇA
‘Tarık Akan, Türkiye sevdalısı bir insandı’
Hababam Sınıfı, Yol, Bizimkiler gibi birçok projede yer alan sinema sanatçısı ve şimdilerde Ataşehir Doğuşspor Kulübü Başkanlığı’nı yürüten Tuncay Akça, Tarık Akan’ın hayatını kaybetmesinin ardından hissettiklerini ve Akan ile paylaştığı anıları anlattı
Hababam Sınıfı’nın Bacaksız’ı, Yol’un Yusuf’u ve birçok karaktere hayat veren sinema sanatçısı Tuncay Akça, Tarık Akan’ın vefatı üzerine yaşadığı duyguları anlattı.
Hababam Sınıfı’nın çekildiği yıllarda Akan ile olan anılarını paylaşan sanatçı, “Ben Tarık Akan ile 1975 yılında, ‘Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı’ filminde çalıştım. O setin uzun boylu delikanlısı, bizler ise afacanı idik. 11 yaşındaydım o zaman. Onların sevimli afacanıydım. Sonra Bizim Aile’nin setinde Adile Naşit, Cengiz Nezir, Ahmet Arıman ve Ayşen Gruda ile birlikte çalıştık. Çok güzel bir aile filmiydi. Bizim Aile’den sonra Yine Tarık Akan ve Sibel Turnagöl ile birlikte benim kiralık katili oynadığım, Şerif Gören’in yönetmenliğini yaptığı ‘Adem ile Havva’ adlı filmi çektik” diye konuştu.
"Yol"da da birlikte oynamaktan büyük onur ve gurur duydum.
Tarık Akan’ın oyunculuk sürecini 3 kategoriye ayırdığını belirten usta oyuncu, “İlk olarak genç kızların sevgilisi Tarık Akan, ikincisi polisiye filmlerindeki Tarık Akan ve son olarak gerçek siyasi konjuktörünü ortaya koyan Tarık Akan…
Tarık Akan, Yılmaz Güney yolundan giden bir oyuncuydu. Doğru olanı da buydu. Ama bizim ülkemizde insanlar bir kalıba sokuluyor ve o kalıptan çıkmak hiç kolay olmuyor. Tarık Akan, pehlivanı da Yol’daki Seyit Ali’yi de oynadı ve her filminde bir mesaj verdi. Hangi film olursa olsun oynadığı her rolün hakkını vermiştir. Zaten aldığı ödüllerle de belli oluyor” diye ifade etti. Akça, Sine-Sen’de ve Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nin kuruluş aşamasında Fatma Girik, Tarık Akan ve Rutkay Aziz ile birlikte mücadele ettiklerini de sözlerine ekledi.
Tarık Akan’ın yalnızca sinema bağlamında değerlendirilemeyeceğini; kendisinin, örgütlü yaşamın gerekliliğine inanan ve bunu her seferinde gösteren bir insan olduğunu söyleyen Akça, “ İşçiler için İstanbul’dan Ankara’ya kadar yürümüş bir insandı. İyi bir Atatürkçü, Türkiye sevdalısı bir insandı. Devrimci, halkçı ve emekçiydi. Tarık Akan’ı kelimelerle anlatmamız mümkün değil. Eğilmeyen bükülmeyen çok düzgün bir insandı” şeklinde konuştu.