yücebaglar1
4. Uluslararası Ataşehir 23 Nisan Çocuk Festivali için dünyanın dört bir yanından gelen çocuklar burada bulundukları süre içerisinde Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ve okulların belirledikleri ailelerde misafir edildiler. O ailelerden biri de İçerenköy’de oturan Aynur ve Gündüz Yücebağ çifti. Biri ana sınıfı, diğeri 4. sınıfa giden 2 çocuğu bulunan Yücebağ çifti, bir hafta boyunca Malezya’dan gelen 9 ve 11 yaşlarındaki iki kız çocuğuna evlerini açtı. Misafir çocuklar Jannatul Najwa Khamarullizad ve Farahdhiya Hannan Nafeesa’nın ilk günlerde uyum sağlamakta zorlandığını dile getiren Aynur Yücebağ, “Çocuklar şimdi birbirlerine alıştılar ama zaman doldu, gidiyorlar” diye konuştu. Çocukları misafir almaya karar verdiklerinde çocuklarının ‘nasıl anlaşacağız’ diye sorduğunu anlatan Gündüz Yücebağ, onlara anlaşmak için ‘sevgi ve çocuk dili’nin yeterli olacağı cevabını verdiğini ifade etti. Gündüz Yücebağ , “Yaşlarına baktığımız zaman çocuk diyoruz ama Türk toplumu olarak, çocuk olarak görüp, çocuk bırakan tek toplum da biziz herhalde. Malezyalılar çocuklarını bu konuda çok güzel yetiştirmişler” dedi. Çocukların festival etkinlikleri dışında nasıl vakit geçirdiklerini anlatan Aynur Yücebağ, şöyle konuştu: “İlk günü beraber dışarıda geçirdik. Ertesi gün gösterileri başladı. Sürekli koşuşturma halindeydiler. Sabah kahvaltısının ardında gidip, akşam 17.00’da döndükleri oluyordu. Bizim çocuklarımız da okulda olduğundan gündüzleri çok bir arada olamadılar. Kendi aralarında çok neşeliler, başlarda bizim yanımızda çekiniyorlardı ama sonradan alıştılar. Çocuklar, evdeyken internete girerek vakit geçirdiler. Satranç ve monopoly oynadılar. Bir gün akrabalarımıza, bir gün de Maltepe’de yeni açılan parka götürdük. Orada teleferiklere bindiler ve çok keyif aldılar.”

yücebaglar2

Çocukların yeme içme alışkanlıklarına da değinen Aynur Yücebağ, “Ekmeği fazla tüketmiyorlar. Yiyebilecekleri kadar yemek alıyorlar. Kahvaltıda pirinç yiyorlar. Baharatlı ve acılı yemekleri çok seviyorlar. Yetişkin gibi acılı çorbayı da çok rahat içiyorlar. Demek ki burada yanlışı biz yapmışız. Kendimiz için acılı yemek yaparken, çocuklarımızın yemeklerini hep ayırmışız. Bu çocuklarda böyle bir ayrım yok. Geleneklerinden olsa gerek çorbayı çatalla yemeğe çalıştılar ama bizden gördükçe kaşık kullanmaya başladılar. Öğrenmeye çok açıklar. Galiba çocuklar, ‘Biz bir ülkeye gidiyoruz ve o ülkenin kurallarına şartlarına uymamız gerekiyor’ diye şartlanıp geliyorlar” dedi. Kültürel bakımdan Malezya ile Türk geleneklerinin benzerlikler taşıdığını gözlemlediğini vurgulayan Gündüz Yücebağ, “Onların kültürlerinde de selamlaşırken ya da vedalaşırken büyüklerin elini alınlarına götürmek var” diye konuştu. Çocuklardan öğrenecek çok şey var Bir haftalık misafirlik süresince karşılıklı etkileşimde bulunduklarını belirten Yücebağ çifti, kendilerinin de misafirlerinden bir şeyler öğrendiğini ifade etti. Aynur Yücebağ, çocukların küçük yaşlarına rağmen, dilini ve kültürlerini bilmedikleri ülkelere gidip, tanımadıkları ailelerin yanında kalmalarının cesaret ve özgüven gerektirdiğini belirterek, kendisinin böyle bir durumda ikilemde kalabileceğini söylerken, eşi Gündüz Yücebağ ise çocuklarının da bu keyfi yaşamalarını istediğini vurguladı. Çocukların İstanbul’u sevdiğini belirten Aynur Yücebağ, çocuklarla Miniatürk’ü ve Sultanahmet’i gezdiklerini,  Boğaz Köprüsü’nden geçerken hep bir ağızdan, “I Love You Istanbul” diye bağırmaya başladıklarını anlattı.

yücebaglar4