4
 Ataşehir Belediyesi, Ataşehirli kadınlar için Kadın Sağlığı Mamografi ve Kemik Yoğunluğu Görüntüleme Merkezi açtı. Temmuz ayı itibariyle hizmet vermeye başlayan merkezde, dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı açısından ilk iki sırada yer alan meme ve rahim ağzı kanseri ile ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan kemik erimesinin erken teşhis ve tanısı için hizmet veriliyor.   Ataşehir Belediyesi sağlık alanındaki hizmetlerine Türkan Saylan Tıp Merkezi, Kadın Sağlığı ve Hasta Konuk Evi ile Ferhatpaşa Sağlık Polikliniğinden sonra Ataşehir Belediyesi Kadın Sağlığı, Mamografi ve Kemik Yoğunluğu Görüntüleme Merkezi’ni de ekledi. 10 Nisan 2015 tarihi itibariyle Ataşehir Belediye Meclisi'nce ücretsiz olarak açılıp işletilmesine karar verilen Ataşehir Belediyesi Kadın Sağlığı, Mamografi ve Kemik Yoğunluğu Görüntüleme Merkezi, Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğü'nce yürütülen 3,5 aylık yoğun bir çalışmanın ardından, Temmuz ayı itibariyle hizmet vermeye başladı. Ataşehir Belediyesi Kadın Sağlığı, Mamografi ve Kemik Yoğunluğu Görüntüleme Merkezi'nde;  sağlık açısından büyük risk oluşturan ve görülme sıklığı olarak dünyada ve ülkemizde en sık rastlanan kanserler arasında birinci sırada yer alan meme kanserinin, diğer önemli bir kanser türü olan ve görülme sıklığı açısından ikinci sırada yer alan rahim ağzı kanserinin ve ilerleyen yaşlarda çoğu vatandaşlarımızda önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkan kemik erimesinin (Osteoporoz) erken teşhis ve tanısı için hizmet veriliyor. Merkezde yapılacak olan her türlü hekim kontrolü ve muayenesi sonrasında tetkik (mamografi, pap smear alınımı, ultrason ve kemik yoğunluğu ölçümü) işlemlerinden herhangi bir ücret alınmazken, son sistem cihazlarla hizmet verilen merkezde Kadın Doğum Uzmanı, Genel Cerrahi Uzmanı, Radyoloji Uzmanı ile yardımcı sağlık personeli ve Radyoloji Teknisyeni bulunuyor. Hasta kabulüne başlanan merkezde,  ilçe sınırları içersinde ikamet edenler herhangi bir ücret ödemeden gerekli kayıt işlemlerini yaptırdıktan sonra Genel Cerrahi ve Kadın Doğum Uzmanı tarafından muayene ediliyor. Gerek görülmesi halinde ise ilgili tetkiklerin yapılması sağlanıyor. Görüntüleme işleminden sonra yapılan değerlendirmeye göre hasta tam donanımlı bir hastaneye yönlendiriliyor. 4 MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz. Risk faktörlerini taşıyan kişilerin mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez; sadece, bu faktörleri taşımayanlara göre, meme kanserine yakalanma olasılıkları daha fazla. Risk faktörlerini taşımayan kişiler de meme kanserine yakalanabilirler. Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk faktörlerini hiç taşımıyorlar. Bu nedenle, risk faktörlerini taşımayan kişiler de olağan kontrollerini yaptırmalı. Ama bu risk faktörlerinden birkaç tanesini birden taşıyan kadınlar daha dikkatli olmalı. Meme kanseri risk faktörleri nelerdir? 1) Yaş İleri yaşta olmak bir risk faktörü. 2) Kişisel meme kanseri hikayesi Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kanser gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazla. Bunun yanı sıra yumurtalık kanseri, kalın barsak kanseri veya rahim kanseri geçiren kadınların da meme kanserine yakalanma olasılıkları artıyor. 3) Ailede meme kanseri hikayesi Ailede birinci derece (anne, kız kardeş, kız evlat, baba, erkek kardeş gibi) yakınlarında meme kanseri olan kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kadınlara göre 2 kat daha fazla. 4) Daha önce yapılan meme biyopsisi sonuçları Memede tespit edilen bir kitle ameliyatla çıkartılmış ve patolojik inceleme sonucu iyi huylu bir tümör bildirilmiş olabilir. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser gelişme riskini değişik oranlarda artırabiliyor. 5) Atipik değişiklik Çıkartılan kitlenin patolojik incelemesi sonucu “atipik hiperplazi" tanısı konmuşsa ( bu tamamen iyi huylu bir tümördür), meme kanseri gelişme riski 5 kat artıyor. 6) Sosyoekonomik seviyenin yüksekliği Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda meme kanseri görülme oranı daha fazla. 7) Östrojen hormonu tedavisi görenler Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi (5- 10 yıldan fazla)  gören kadınlarda, meme  kanseri oranı artıyor. 8) Doğum kontrol hapı kullanımı Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülmekte. 9) Şişmanlık   Bazı çalışmalarda şişmanlığın, özellikle menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri riskini artırdığı ileri sürülüyor. 10) Sigara kullanımı Sigara kullanımı meme kanseri riskini artırmakta. 11) Genç yaşta göğüs bölgesine ışın tedavisi uygulanmış olması Genç yaşlarda bazı hastalıkların tedavisi için göğüs bölgesine radyoterapi uygulanabiliyor. Bu kişilerde ileri yaşlarda meme kanseri gelişme riski artıyor. 12) Alkol kullanımı Fazla alkol alan kadınlarda, risk  artıyor. Günde 3 bardak yüksek dereceli alkol içen bir kadının meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen kadına göre 2 kat daha fazla. 13) Doğurganlık hikâyesi İlk çocuğun doğurulduğu yaş önemli. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazla. 14) Doğurganlık süresi Doğurganlık çağı, kadının adet gördüğü süredir. Adet görmeye erken başlanması, menapoza geç girilmesi, bu süreyi uzatıyor. Bu sırada kadın daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kaldığı için,  meme kanseri gelişme riski artıyor.   MEME KANSERI RİSKİ AZALTILABİLİR Mİ? 1) Egzersiz:   Düzenli egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı biliniyor. Bu nedenle, tüm kadınlara öneriliyor. 2) Beslenme: Meme kanseri ile beslenmenin önemli ilişkisi var. Sebze ve meyveden zengin beslenmek, ağır yağlı yiyeceklerden uzak duruk öneriliyor. Kısaca; • Şişmanlığın azaltılması • Alkol alınıyorsa bırakılması • Hafif egzersiz yapılması(haftada 4 saat tempolu yürüyüş) • Sebze ve meyvenin bol tüketilmesi • Sigaranın bırakılması gibi basit önlemler ile, meme kanseri riski % 30-40 oranında azaltılabiliyor. MEME KANSERİ RİSKİNİZ YÜKSEK İSE ERKEN TEŞHİS İÇİN NE YAPMALISINIZ? 2 Erken teşhis için uygulanan 3 temel yöntem var I.    Düzenli yapılan kendi kendini muayene II.   Uzman bir hekime muayene olma III.  Mamografi Normalde risk artışı olmayan kadınlar için 20- 39 yaşları arasında her ay kendi kendini muayene ve 1-3 yıl ara ile bir defa uzman hekime muayene olmaları öneriliyor. 40 yaş üstünde ise her ay kendini muayeneye ek olarak her yıl uzman bir hekime muayene olunması ve her yıl mamografi çektirilmesi öneriliyor. Yukarıda sayılan bazı risk faktörleri taşıyan kadınların ise mamografi çektirmeye 35 yaşından sonra başlamaları öneriliyor. Göğüs bölgesine genç yaşta radyoterapi uygulanan kadınların 30 yaşından önce yılda bir defa, 30 yaşından sonra yılda iki defa uzman bir hekime muayene olmaları ve ışın tedavisi uygulandıktan on yıl sonra her yıl mamografi çektirmeye başlamaları öneriliyor; fakat işlemin 30 yaşından önce başlamaması öneriliyor . Yapılan biyopsilerinde lobuler karsinoma in situ (LCIS) veya atipik hiperplazi saptanmış kadınların her yıl mamografi çektirmeleri ve her yıl uzman bir hekime muayene olmaları öneriliyor. Aile yakınları arasında meme kanseri olan kadınların her yıl bir uzman bir hekime muayene olmaları gerekiyor. Ailede meme kanserine yakalanan bireyde hastalık kaç yaşında ortaya çıkmış ise, o yaştan 10 yıl önce başlayarak her yıl mamografi çektirmeleri gerekiyor. Örneğin annesi 43 yaşında meme kanserine yakalanan bir kadın, 33 yaşından itibaren her yıl mamografi çektirmeye başlamalıdır. Fakat annesinin yaşı kaç olursa olsun 25 yaşından önce mamorafi çektirilmesi önerilmiyor. Eğer genetik bir geçiş söz konusu ise 25 yaştan itibaren yılda bir veya iki defa uzman bir hekime muayene olmaları ve yılda bir kez mamografi çektirmeleri gerekiyor. Yine bu yaştan itibaren yılda bir veya iki defa jinekolojik muayene olmaları ve yumurtalıklarını ultrasonla kontrol ettirmeleri öneriliyor (bu kadınlarda yumurtalık kanseri gelişme riski de yüksek).   1 3