DSC_1310
Öznur ve Aydın Akman çifti  beş yıldır nöroblastoma tedavisi gören 8 yaşındaki çocukları Kerem Can ile yaşadıkları mucizeleri gazetemize anlattılar. 1998 yılında kurulan Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV),  24 Eylül 2000 tarihinde Türkiye'nin ilk ve tek Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE'yi ve Türkiye'nin ilk LÖSEV Lösemili Çocuklar Okulu'nu açmış, bugüne kadar binlerce lösemili çocuk ve ailesini yaşama bağlamış, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Pediatrik Hematoloji Servislerine destek vererek köklü çözümler yaratmayı, toplumsal ve kalıcı hizmetler vermeyi sürdürmüş bir kurum olarak dikkat çekiyor. LÖSEV Lösemili Çocuklar Vakfı, lösemili çocuklarını ve ailelerini yıl içerisinde sıkça buluşturarak hastalığın tedavisinde büyük rol oynayan moral ve motivasyonu yükseltirken, onlara yalnız olmadıklarını hissettiriyor. Böylece aileler löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bir kez daha hatırlıyor ve birbirlerinden güç alarak bu zorlu hastalıkla mücadelelerini sürdürüyorlar. Bu kapsamda aileler ve tedavi gören çocuklar Marriot Hotelde bir araya geldi. Buluşmaya Ataşehir'de yaşayan Öznur ve Aydın Akman çifti de beş yıldır nöroblastoma tedavisi gören 8 yaşındaki oğulları Kerem Can ile birlikte katıldılar. Kerem Can, annesinin gözünde tam bir kahraman. Çünkü, 5 yıl içinde 3 kez nükseden hastalığını her seferinde de yenmeyi başarmış. Hastalığının ilk dönemlerinde yaşadığı bazı sorunları da LÖSEV ailesine katılınca aşmış. Kendisi gibi tedavi gören arkadaşlarıyla bir arada olmak ona güç vermiş. Anne, babası ve abilerinin de desteğiyle hayata sıkı sıkı sarılmış durumda... DSC_1317 Anne Öznur Akman, tedavi süreciyle ilgili gazetemizin sorularını yanıtladı. Öznur Akman, Kerem Can'a beş yıl önce teşhis konduğunu, hastalıkla ilgili bir belirtisi olmadığını belirterek  "Merdivenlerden düşüp hastaneye götürdüğümüzde fark edildi. Düşmeden kaynaklı bir problem olup olmadığı araştırılırken sol böbrek lojunda kitle olduğu ortaya çıktı. Çocukluk çağı kanserlerinden nöroblastom tanısı kondu. Beş yıllık süre içersinde oğlumuz 4 kez ameliyat oldu, kitle alındı. Her seferinde nüksetti. Üçüncü ameliyatında dalağı alındı. Şu anda tedavimiz bitti, kontrollere gidiyoruz" dedi. Tedavi sürecinde her ailenin yaşayabileceği sıkıntıları yaşadıklarına dikkat çeken Akman şöyle konuştu: "Önce aile olarak çöküyorsunuz, sonra maddi olarak... LÖSEV hayatımıza dört yıl önce girdi. LÖSEV'in bize katkıları çok oldu. Onlarla çok güzel şeyler yaşadık. Bize destek olmaları, her an yanımızda olmaları bizim için çok önemliydi... Bizi tekrar topluma kazandırdılar diyebilirim. Okula bir yıl gecikmeli gitti. İkinci sınıfın ilk günlerinde hastalığı nüksetti. O nedenle yeniden ara verdi okula. Oğlumuz hastalıkla tanıştığında 3,5 yaşındaydı ve tamamen içine kapandı. Tam da oyun çağındaydı, yeni yeni arkadaşlıklar ediniyordu. Bir anda kendisini hastanede buldu. Yatağa mahkum, kemoterapi makineleri... En kötüsü de saçlarının dökülmesi. Bu durum onu çok etkiledi. Bu süreçte hiç konuşmadı. Hep beni ve babasını suçladı, 'Beni neden burada tutuyorsunuz, neden eve götürmüyorsunuz, canımı acıtıyorlar neden izin veriyorsunuz' diyordu. İlk senemiz böyle geçti. Tedavi bitince, saçları da yeniden uzadı. Topluma da karışmaya başlayınca bazı şeylerin bizim de elimizde olmadığını anladı. Hastalığı bir sene sonra tekrarlayınca, bu durum daha ağır geldi. Çünkü okula başlamış, saçları uzamış, arkadaşlarıyla çok güzel bir bağ kurmuş, hastalığını da unutmuştu. Hastalığının nüksettiğini duyunca, bizden daha çok yıkıldı. Oğlumuza hep şunu söyledik: 'Yıkılmayacağız, her düştüğümüzde biraz daha güçlü kalkacağız. Hasatlıkla mücadele edeceğiz ve onu yeneceğiz.' DSC_1310 Anne Öznur Akman artık oğlunun her sabah uyandığında "Ben bugün çok sağlıklıyım, bugün çok mutluyum, ben hasta değilim" demeye başladığını bu durumun da çok faydasını gördüklerine ve LÖSEV ile hayat bulduklarına dikkat çekiyor: "Normalde dışarıya çıkmak istemezdi. Maskeli hiç çıkmak istemiyordu. LÖSEV aileleriyle bir araya geldiğimizde diğer çocuklardaki maskeyi görünce 'Ben tek değilim' demeye başladı. Biraz biraz kabullendi. Oğlumun çok hayalleri var. Büyüyünce itfaiyeci olmak istiyor. 'Doktorları çok seviyorum, ama doktor olmak istemiyorum. Onlar istemeden de olsa çocukların canını yakıyor' diyor. Biraz daha büyüdüğünde elektrogitar çalmak istiyor. Çok farklı bir çocuk oldu. O kadar sıkıntıyı yaşamamış gibi." Ataşehir Belediyesi tarafından 2011 ve 2015'de "Yılın Annesi" ödülüne değer görülen Öznur Akman konuşmasının son bölümünde de şunları söyledi: "Kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi bitiyor; nüksetmezse, bir sıkıntı olmazsa... Belirli bir dönem sonra nüksediyor. 3 ayda bir kontroller oluyor. Oğlumuzda da tedavisi bittikten bir yıl sonra tekrar etti. Her dönem tedavi yaklaşık 11-12 ay sürüyor. Hastalık üç kere nüksetti ve hep kazandı. Oğlum bir kahraman..." Arkadaşlarıyla oyun oynayan Kerem Can da geliyor ara yanımıza. Annen senin için "Kahraman" diyor dediğimde, "Annem bana kahraman diyor, çünkü ben güçlüyüm" diyor ve kendisine gözleri parlayarak bakan anne babasına sarılıyor. DSC_1301 DSC_1295