CHP'nin 35. Olağan Kurultayı'nda Kemal Kılıçdaroğlu, yeniden genel başkan seçildi.
Ankara spor Salonundaki kurultayda, genel başkanlık seçimi için kullanılan oyların sayımı tamamlandı. Buna göre, oy kullanan bin 238 delegeden 990'ının oyunu alan Kılıçdaroğlu, yeniden gelen başkan oldu.
Kullanılan oylardan 248'i geçersiz sayıldı. CHP'nin toplam bin 275 delegesi bulunuyordu.
HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tek aday olarak girdiği 35. CHP Olağan Kurultayı’nda, “özgürlükçü demokrasi” vurgusu yaparken, “Bizi tutuklayabilir, gözaltına alabilirler, ne yaparlarsa yapsınlar, bedeli ne kadar ağır olursa olsun bu ülkeye özgürlükçü demokrasiyi ölümüne getireceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, akademisyenler bildirisinin içeriğine katılmadıklarını vurgulasa da, “düşünce özgürlüğü”nün önemine dikkati çekti ve “Akan kanın gözyaşının, ölenlerin sivil olsun şehit olsun tamamının sorumlusu mevcut iktidardır yani AKP’dir” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Arena’da toplanan ve tek aday olarak girdiği 35. Olağan Kurultayı’nda 73 dakikalık konuşmasında şunları kaydetti:
TERÖRE KARŞIYIZ, NOKTA: Terörün yeniden azdığı, her gün şehitlerimizin geldiği bir Türkiye atmosferini yaşıyoruz. CHP olarak nereden, nasıl gelirse gelsin, teröre karşıyız, nokta. Terör bir insanlık suçuysa teröre karşı durmak insanlığın ortak değeridir.
ÖLENLERİN SORUMLUSU İKTİDAR: 31 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele ediliyor. bugün geldiğimiz nokta felaket. 2002’de sıfır terörle Türkiye’yi devraldılar. Terör örgütü palazlandı. Oturdular terör örgütüyle masaya. Fotoğraflara bakın. Suriye’deki, Lübnan’daki fotoğraflardan ne farkı var Güneydoğu’nun. Kim getirdi Türkiye’yi bu hale? Akan kanın gözyaşının, ölenlerin sorumlusu iktidardır. 2002’de sıfır terörle ülkeyi aldılar, şimdi kan gölüne dönen bir Türkiye var.
ülkeyi kan gölüne çevirdiler: Kürt kökenli vatandaşlarıma sesleniyorum. Senin kimliğin şerefindir, onurundur, Kürt kimliğinle gurur duyabilirsin, kimse senin kimliğini asla sorgulamayacak. ‘Barışı getiriyoruz’ dediler ve ülkeyi kan gölüne çevirdiler. Toplumsal barışı sağlayacak tek parti CHP’dir. Biz bu ülkeyi birlikte kurduk, birlikte yaşıyoruz, yaşayacağız.
ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ VURGUSU: Darbe döneminde çıkarılan yasalar, topluma dar geliyor. Toplum özgürlükçü demokrasi istiyor. Darbe yasalarının değişmesi konusunda samimi olarak toplantılara katılacağız, düşüncelerimizi ifade edeceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkanına açık çağrıda bulunuyorum: Bu ülkede özgürlükçü demokrasi istiyorsanız gelin darbe hukukunu tümüyle değiştirerim.

DARBECİ RUH DEĞİŞMİYOR: DGM’ler vardı, özel görevli sulh mahkemesi haline getirdiler. Yasanın darbeci ruhu değişmiyor. Diyorum ki o ruhu değiştirelim, özgürlükçü çoğulcu ruhu getirelim. Darbe hukukunun kaldırılmasını istiyoruz. Onların niyeti darbe hukukunu tahkim etmek. Yetmiyor, başkanlık sistemi istiyorlar, patronlu bir başkanlık istemi istiyor, buna izin vermeyeceğiz.
BU KARA LEKE SENİN ALNINDADIR: Bu diktatör bozuntusu, ‘devletin ekmeğini yiyip devlete düşmanlık edenler’ diyor. Lafa bak. Devletin ekmeğini yiyip, aile boyu devletin imkanlarından yararlananlar devleti soyarken acaba neyi düşünüyorlardı? Oturduğun yer devleti soyma makamı değil. Bu kara leke senin alnındadır ve hiç silinmeyecektir.
KIRMIZI ÇİZGİ: İlk dört madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu maddelerdir, bizim kırmızı çizgimizdir. Biz bu devleti kanla ve gözyaşıyla kurduk. Kalkmışsın değiştireceğim diyorsun, değiştiremezsin arkadaş. İlk dört maddenin iradesi, bağımsız Türkiye’yi kuran irade. Değerlerimize sahip çıkarak Türkiye’yi ileri taşıma iradesidir.
CHP’YE YAPILAN ELEŞTİRİLERE YANIT:
Bedeli ne olursa olsun özgürlükçü demokrasiyi mutlaka getireceğiz
CHP DEĞİŞİMİ GETİREN PARTİ: Yöneltilen eleştirilere yanıt vereyim. ‘CHP sürekli eleştirir, bir şey önermez’ deniliyor. Son iki seçimde oluşturduğumuz bildirge kopya edildiyse önemini herkesin teslim etmesi lazım. Deniyor ki, ‘CHP halka inmiyor, halkın dertleriyle ilgilenmiyor’, asgari üceti, taşeron işçiliği ilk dile getiren parti kim? Bu kurultayımızın adı değişim, demokrasi ve kardeşlik kurultayı. CHP, en büyük değişimleri ülkeye getiren partidir. Değişerek değişim elde edilir. 4. büyük devrime hazırlık yapacağız. Bedeli ne olursa olsun bu ülkeye özgürlükçe demokrasiyi mutlaka getireceğiz. Özgürlükçü demokrasiyi ölümüne getireceğiz.
HERKESE KUCAK AÇIYORUM: ‘CHP, elitlerin partisi’. Nasıl elitlerin olduğunu ben de anlamadım, içimizde çöpten kağıt toplayan da var, sanayici de var. Bizim ilkelerimizi, düşüncelerimizi benimseyen herkese kucak açıyorum, kul hakkı yiyenlerin bu partide işi yok, nokta. ‘CHP, darbecileri savunmuştur.’ Hayatımda duyduğum en büyük yalanlardan birisi. Nasıl darbecileri savunuruz, genel başkanlarımız hapse atılıyor, sizinkiler de tık yok, malvarlığımıza el konuluyor, gencecik çocuklarımız kurşunlanıyor. Sizler, sizlere muhtıra veren adama üstün hizmet madalyası verdiniz. Demokrasi, vesayeti kabul etmez, diktatör bozuntusu bunu bilsin.
BANA YAZIN: ‘CHP’nin vizyonu yok’ diyorlar. Biz sadece 2023’ü değil, 2035’i değil, 2050’ye kadar ne olmalıdır, altını çizdik. ‘CHP dine karşı’ diyorlar. Bu iftirayı atanlar dine inanmıyor, samimi Müslüman değiller. Gazi Mustafa Kemal, Genelkurmay ile Diyanet’i aynı gün kurmuştur. Ama inançları siyasete alet etmeyiz, günahtır. Bu konuda kimin kafasında bir soru işareti varsa, lütfen bana yazsın... Sevgili vatandaşım, ibadetimi özgürce yerine getiremiyorum diyorsan, gel yanıma, ibadetini özgürce yapana kadar seninle mücadele eeceğim.
4. BÜYÜK DEVRİM: Savaşın olmadığı, kadeşliğin egemen olduğu, kimlik ve inanç ayrımının olmadığı bir Türkiye’de yaşamak istiyorum. Kandil geceleri kandil olmak, kandilin içinde fitil olmak istiyoruz fakat kör olanlar anlamaz bunu. İnsanı baştacı yapan bir Türkiye istiyoruz. Bütün yurttaşlarıma CHP’nin kapılarını açıyorum. Gelin 4. büyük devrimi hep beraber yapalım, demokrasiyi ve adaleti getirelim.
‘Darbe hukukunu tahkim ettiler’
“Buyrun gelin yüzde 10 seçim barajını kaldıralım, düzeni değiştirelim. Darbe darbe diye Sabah akşam lafını ettiler, darbe hukukunu makul şüpheyi getirerek tahkim ettiler. 12 Eylül darbe yasaları bile buna cesaret edemedi. Düşünce özgürlüğü, bütün demokrasilerin ortak temelidir. Bir insan kendi düşüncesini özgürce açıklamalı. Bu ülkenin aydınları düşüncelerini açıkladılar diye sabahın köründe kapıları çalınıyor, mahkeme salonlarına çıkarılıyor. Düşüncesini açıklayamazlarsa bu ülkenin büyümesine nasıl katkıda bulunacaklar. Düşünceye katılırsınız katılmazsınız ama düşünceyi açıklama özgürlüğünü bu topraklara getirmek boynumuzun borcudur. Düşüncelerini açıklayan akademisyenler tek tek gözaltına alınyor, bir diktatör bozuntusunun talimatıyla. İçeriğine katılmayabilirsiniz, bizim de içerikle ilgili sorunlarımız var ama insanlar düşüncelerini özgürce dile getirmeli.”
Sonuç bildirgesinde 21 hedef
CHP 35. Olağan Kurultayı’nda oybirliği ile kabul edilen sonuç bildirgesinde, belirlenen hedefler 21 maddede sıralandı. Bildirgede öne çıkan hedefler şöyle:
-Parti devleti düzenine son verilmeli, saydam ve hesap verebilir bir hukuk devleti kurulmalı.
-Yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalı.
-Darbe hukuku ve onu tahkim eden tüm düzenlemeler kaldırılmalı.
-Siyasi Partiler Yasası ve seçim yasaları milli iradenin kusursuz temsilini sağlamak üzere değiştirilmeli. Halkın iradesinin Mecliste baraja takılmadan temsil edilebileceği demokratik siyaset rejimi getirilmeli.
-Kuvvetleri tek elde toplamaya dönük girişimler boşa çıkarılarak kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter demokrasi, güçlü ve etkin kılınmalı.
-Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu doğrultuda ilk adım olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalı.
-Cumhurbaşkanlığı makamı anayasayı çiğneyen pozisyondan kurtarılmalı. Anayasal sınırlar içine çekilerek, demokratik süreç içerisinde anayasaya saygılı bir cumhurbaşkanının göreve gelmesi sağlanmalı.
-Kürt sorunu salt güvenlikçi politikalarla çözülemez. Siyaset kıskacına alınmış olan sorun, barışın toplumsallaştırılmasını hedefleyen ‘üçüncü yol’ perspektifiyle aşılmalıdır. Kürt sorunu, eşit yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir.
-Laiklik anlayışı güçlü bir şekilde kurulmalı.
-Üniversitelerin üzerindeki iktidar baskısı kaldırılmalı. Akademik özgürlüğün temel koşulları sağlanmalı.
-‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ilkesi ekseninde yayılmacı ve maceracı tuzaklara düşmeden, komşularla iyi ilişkiler esas alan, AB üyeliğini hedefleyen, inanç ve mezhep odaklı siyaseti dışlayan bir dış politika oluşturulmalı.
-Ülkenin her yerinde huzur ve barışın tesis edildiği, terör saldırıları karşısında vatandaşların can güvenliğinin sağlandığı, insan haklarına saygılı bir güvenlik politikası oluşturulmalı.