Yazarlar Okullarda Projesi kapsamında Gülten Dayıoğlu Ataşehir’de öğrencilerle buluştu.
Ali İhsan Hayırlıoğlu Ortaokulu'nda düzenlenen ve Ataşehir’deki çeşitli okullardan yaklaşık 300 öğrencinin katıldığı söyleşiye Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Strateji Planlama Bölüm Şefi Süreyya Ece ve Köprü Kitap’tan Birsen Kubilay da katıldı.
Ali İhsan Hayırlıoğlu ortaokulu Müdürü Bahattin İncedere Gülten Dayıoğlu’nu öğrencilere tanıtan kısa bir konuşma yaptı.
Daha sonra ise azarlığının 51. yılında olan Gülten Dayıoğlu da yazarlık serüvenini öğrencilere anlattı. Emekli bir öğretmen olan Gülten Dayıoğlu öğrencilere sık sık “Evlatlarım” diye hitap ederek gerek ilkokul, gerek ortaokul gerekse lise öğretmenlerinin kendisini yazmaya nasıl teşvik ettiğini anlattı. Gülten Dayıoğlu 79. kitabı olan yeni romanı “Kayıplara Karışmak’ın 79. yaşını bitirdiği gün yayınlandığını belirtti.
Gülten Dayıoğlu sürekli okuduğuna, araştırdığına dikkat çekerek “Son soluğuma kadar yeni kuşaklar elimden tutsun istiyorum. Yeni kuşaklara ulaşmak için çalışıyorum” dedi.
Ali İhsan Hayırlıoğlu konferans salonunu dolduran öğrencilere kitap okumanın ne kadar önemli olduğunu ve kişiye neler kazandırdığını anlatan Dayıoğlu ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Dayıoğlu, sorularımı içten ve samimi bir şekilde yanıtladı.
Yıllardır okullara gidip, çocuklarla bir araya geliyorsunuz. Bu buluşmaların hem çocuklar hem de yazar açısından ne gibi olumlu tarafları olduğunu düşünüyorsunuz?
Ben okullara gitmeye başlayalı otuz yılı aştı. Bir kere çocuğun yazarla yüz yüze geldiği zaman çok etkilendiğinin ayrımına vardım. Benden etkileniyor. O etki kitaba kadar uzanıyor. Buna inandıktan sonra mümkün olduğu kadar şehir şehir dolaşarak hem kendi görüşlerimi aktarıyorum hem de çocukların görüşlerini alıyorum. Görüşlerim kitap ve okuma üzerine oluyor. Çocuklarda bir farkındalık oluşturmaya çalışıyorum. İz bırakmaya gayret ediyorum. Bıraktığıma da inandığım için okullar tekrar tekrar çağırıyor. Demek ki güzel bir iş yapıyoruz. Gitmediğim bütün okullara gidip, hizmette bulunmak istiyorum. Amaç çocuğu kitaba yönlendirmek. Kitap sizi hayata hazırlar. Ben bunları yaş düzeyine göre anlatmaya çalışıyorum.
Üç kuşak; anneanne, anne ve torun tarafından sevilerek okunuyorsunuz. Bunun sırrı nedir?
Konuştuğum insanların hepsi kitaplarımda kendilerinden bir parça bulmuş. İlgi alanları değişik olan kişiler var, benim de kitaplarım konu olarak çok değişik. Ben hep kendimi aşıp, yeni kuşaklara ulaşmayı hedefledim, farkım bu. Sürekli kendimi yeniliyorum, okuyorum. Öğrencilere soruyorum. Mutlaka her kitabımı birilerine okuturum. Şimdi torunlarım okuyor. Değişik bakış açıları önemli. Herkes kendinden bir şeyler buluyor. Kitap zihnin besinidir. Kitap okumak ayrı bir konu… Bu kitaplar bir eğitim aracı, öğretim aracı olanlar ders kitaplarıdır. Sadece ders kitapları okuyup, diplomasını alan insanların başarıları hep yarım kalır. Eğitimsiz oldukları için hayatta çok bocalıyorlar. Bir yandan bilgi birikimi ile zihni besleyip, bir yandan da hayatı içeren kitaplar okursa iki yönden de beslenmiş olarak hayata atılıyor ve başarılı oluyor. Çocuk daha açmamış tomurcuktur. Bir de çocuğa soru sorarak bırakırım. Sonunu kendileri tamamlasın isterim. Açmamış tomurcuğu kızgın demirle dağlamak düşüncesinin karşısındayım. Hem iyiyi hem kötüyü göstermek zorundayız çocuğa. Ama mutlaka çocuklara yarın umudu vermek, yaşama dört elle tutunmaları için çocuk kitapları güzel şeyler anlatmak zorunda.