Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç katıldığı bir canlı yayında konuştu. Arınç, Suriye'ye düzenlenen hava operasyonunda sivil hedeflerin vurulduğu yönündeki iddialara, "Zergele isminde bir yere yapılan operasyonda sivillerin hedef alındığı söylendi. Bu alçakça bir yalandır" dedi.
İşte Arınç'ın açıklamalarından satırbaşları;
"Bir taraftan IŞİD, bir taraftan PKK’nın faaliyetleri.. Hükümetimiz de eş zamanlı büyük operasyon başlattı. Operasyonlarda insani amacı her zaman gözetiyoruz. Zergele isminde bir yere yapılan operasyonda sivillerin hedef alındığı söylendi. Bu alçakça bir yalandır. İlk günden bu yana içerde ve dışarıda masum insanlara zarar veren operasyon yapılmadı. Bazı operasyonlar sivillere zarar verilebilir diye yapılmamıştır.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Geçen sene Temmuz ayında terörün sonlandırılması maksadıyla 6 maddelik kanun çıkardık. 1 Ekim’de bu kanunların uygulama esasları yayınlandı. Biz hükümet olarak siyasal ve sosyal bütün tedbirleri almak suretiyle örgütün silah bırakması ve eylemlere karışmış olsun ya da olmasın rehabilite için adımlar attık. Bu süreci bitirmeye çalışan çevreler var. Birçok olay yaşandı, hükümet sabretti.
7 Haziran seçimdir. HDP barajı aşmıştır. Demokrasinin neticelerinden biridir. Bazı arkadaşlarımız HDP barajı aşmasın daha iyi olur demişlerdir. Ama bunlar onların görüşleridir. HDP’nin barajı aşmasının sürece hız kazandırması takdir edilecek bir şeydi. HDP’nin hükümete hiç güvenmedik sözüne karşı ben ekranlardan ‘’Ben size güvenmek zorundayım’’ demiştim. PKK yol kesiyor, iş makinelerini yakıyor, iş adamlarını kaçırıyor, mahkemeler kuruyorlar. Yapmadıkları iş yok. Bunları sonlandırın diyoruz. Kobani bahanesiyle pek çok silahlı eylem yaptılar. IŞİD Kobani’yi kuşatmıştı, oradaki insanlar Türkiye’ye geldi.
PKK CEYLANPINAR'I ÜSTLENDİ DÜZELTME OLMADI
Ceylanpınar’da 2 polisimizi alçakça şehit ettiler. Peki bunu kim yaptı? HPG bunu üstlendi. Düzeltme falan da olmadı sonrasında. Yayın organlarında HPG’li gençler 2 polisin cezasını verdi diye yayın yaptılar. Arkasından silaha sarıldılar. Seçim sonucunu kutlamak için bile silaha sarıldılar. Tehditler arka arkaya gelmeye başladı. Bunun üzerine operasyon kararı alındı. PKK ‘çözüm sürecini biz bitirdik’ diye 6 aydan beri söylüyordu. HDP de bunu paylaşıyordu.
Sayın Başbakanımız hiçbir siyasi lideri ayırt etmeden ziyaret etti. Koalisyon yapma niyetimiz yok ama HDP ziyaret edildi. Madem güçlenerek çıktınız, klasik oylarınız da değil, size bu oylar verildi. ‘Emanet oylar’ dediler, Kandil’den azar geldi. Sayın Başbakanımızın da o gün onlara söylediği “PKK terör örgütünün silah ve şiddete dayalı eylemlerinin sona erdirilmesinde HDP’nin aktif olması…” Ama bir bakıyorsunuz bir Eş genel başkanı ‘’Ben sırtımı buna yasladım’’ diyor. Her şey ortada yazılı. Tevili mümkün değil. O kadar cesaretsizliği var ki.
ELİMİZDE KAYITLARI VAR
Malazgirt için elimizde kayıtlar var, kimlerin yaptığına dair. Ceylanpınar’a dair kayıtlar var. Örgütü üzerini okşar gibi kadife eldivenlerle ‘Yapmasan daha iyi, bizi rezil ediyorsun…’ Bu hükümet elinden geleni yaptı.
Bazı yerlere gidip dediler ki “Barajı aşamazsak Kobani olaylarında yaptığımız gibi yakar yıkarız” dediler. Bazı yerlerde de “Barajı aşarsak süreci daha iyi yürütürüz” dediler. Bizden, CHP’den, LGBTİ’lerden oylar aldılar. "
-Biz iyi niyetle pek çok şeyi yaptık, onların üzerlerine düşeni yapmadılar. MHP çözülme süreci dedi, CHP bizi başka şekilde eleştirdi. Sadece PKK Terör örgütü ve HDP ile yola çıktınız, ama bütün Kürtleri içine alsaydınız diyenlerin haklı olabileceğini düşünüyorum. Hangi parti ile koalisyon kurarsak kuralım çözüm süreci masada olacaktır.
Demirtaş da arkadaşları da bilir ki bizim iktidarda olduğumuz sürede partileri kapatmayı engelleyen maddeyi geçirmek istedik. Olumsuz oy kullanan oldu ama yine de biz o yasayı geçirdik. HDP’nin hayat bulması her zaman partilerin kapatılmasına dayalıdır. Onlar parti kapatıldıkça kendi seçmen kitlesine ‘’Bu devlet bizi kapatıyor, biz ayaktayız’’ diyor. Onlara bu hakkı vermemek lazım. Silah ve şiddeti eylem olarak benimsemedikçe partilerin ayakta kalma hakkı vardır. Sebahat Tuncel’in cezası vardı. Meclis Başkanı okutsaydı cezaevinde kalacaktı. Mağdur olmasın diye Meclis Başkanı okutmadı.
'AK PARTİ KAPATMAYA KARŞIDIR'
En sonunda 4-5 vekilleri cezaevindeydi: Yerleri parlamento dedik. AYM’nin bireysel başvuru üzerine verdiği bir kararla parlamentoya geldiler. Ak Parti parti kapatmaya karşıdır. Diğer partileri bilmem. Bu konudaki kararımızı bilirler ama buna rağmen bununla propaganda yapıp mağduriyet yaratma çabasındalar. Bu konuda adım atmayacağız.”