başaran-foto-kadir-incesu-300x215
Adı Köy Enstitüleriyle özdeşleşen Mehmet Başaran'ı kaybettik. Öykü, roman, şiir, inceleme türünde pek çok yapıta imza atan Başaran'ı "‘ÖĞRETMENİM HASAN ALİ YÜCEL’ kitabı üzerine yapılan bir değerlendirmeyle anıyoruz. BAŞARAN'DAN,  ‘ÖĞRETMENİM HASAN ALİ YÜCEL’ Adı köy enstitüleri ile özdeşleşen Mehmet Başaran’ın “Büyük Aydınlanmacı öğretmenim hasan âli yücel” adlı kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlandı. Başaran öğretmenimizin belgelerle zenginleştirdiği kitap, “Büyük aydınlanmacı”, “Bakan Yücel”, “El koyduğumuz dava”,  “Özgürleşme eylemi köy enstitüleri”, “Enstitülerin kapatılması ya da karşı devrim süreci” ve “Sonuç” bölümlerinden oluşuyor… Kitaba geçmeden önce köy enstitülerinin kuruluşunu kısaca hatırlatmam gerekir. Enstitülerin kuruluşunu, Başaran öğretmenimle daha önce yaptığımız bir söyleşide söylediklerinden şöyle özetleyebilirim: “1935’te eğitmen hareketi başlıyor tüm Türkiye’de, Tonguç’un girişimiyle… 1937’de Köy Öğretmen Okulları açılıyor: Kastamonu Gölköy Öğretmen Okulu, Eskişehir Çifteler Köy Öğretmen Okulu, Kızılçullu Köy Öğretmen Okulu ve Edirne Köy Öğretmen Okulu. 1938’de Hasan Âli, bakan oluyor. Geçmiş birikimi izlediği, Mustafa Kemal ile çok yakın görüştüğü, 1930’da Mustafa Kemal ile üç ay boyunca tüm Türkiye’yi dolaştığı,  onun komisyonunda bulunduğu için Atatürk’ü en iyi anlayan, Atatürkçü eğitimin nasıl olması gerektiğini bilen birisi olan Hasan Ali ilk kez Maarif Şurasını topluyor. Önce, toplanan Neşriyat Şurasında klasiklerin yayınlanması işi konuşuluyor, sonra Maarif Şurası toplanıyor. Şurâda Türkiye’nin eğitim sorununun nasıl çözüleceği görüşülüyor. 1940’da da 3803 sayılı yasayla Köy Enstitüleri kuruluyor. Amaç şu, Hasan Ali diyor ki ‘Topraklarımızın, altında, üstünde, havasında, suyunda var olan değerleri eğiteceğimiz insanlarla ortaya çıkarıp değerlendirmek, kimseye avuç açmadan kalkınmamızı başarmak.’ Köy Enstitüleri böyle kurulmaya başlıyor, böyle gelişiyor.” Yücel, “Dinle Benden” adlı yapıtında enstitülerin kuruluşunu şöyle anlatıyor: "Bin sıkıntı içinde kuruldu Enstitüler Bu ateşli çalışma göreni hayran eder Köyden akın başladı geliyordu çocuklar Kıraç yurdun yüzünde doğdu yeni bir bahar Zeminlikte yattılar kar soğuk demediler Zeminlik üstünde de yapılar döşediler Kız erkek kardeş gibi çalıştılar beraber Müdürü öğretmeni gece gündüz döktü ter" Kitabın “sonuç” bölümünde bulunan “100. Doğum Yılında Hasan Âli Yücel” adlı yazıdan da mutlaka söz etmeli: “Hasan Âli Yücel’in Türk kültürüne ve Türk ulusuna yaptığı hizmetler, ulusal sınırlara sığmadı. İnsanlık dünyasına taştı. Bu nedenle Birleşmiş Milletler, Hasan Âli Yücel’in hizmetlerini UNESCO aracılığıyla tüm insanlığa yapılmış saydı. 1997 yılını bu değerli insanı anma yılı olarak adlandırdı.” Deniyor Birleşmiş Milletler Türk Derneği Yıllığında… Hasan Âli Yücel, işte böylesine bir değer… Çoğu çevreler tarafından değeri anlaşılamamış bir değer… Kitabın hazırlanma nedenini ise önsözde “Bu çalışmayla, okurlara sesini, soluğunu duyurmak istedim, o kara kaşlı, tok sesli büyük aydınlanmacımızın, öğretmenimin …” şeklinde açıklıyor Başaran öğretmenimiz… Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü… 1943–44 öğretim yılı… Her cumartesi yapılan eğlenceye Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç da gelir. Tonguç’un isteği üzerine Başaran “Bir Atlıya” adlı şiiri okur. Şiirin bir kısmını hatırlayamaz. Sıkıntılı bir andır Başaran için… Eğlence biter bitmez dışarı fırlar. Hasan Âli Yücel’in çağırdığını söylediklerinde gözleri kararır. Uzun uzun konuşurlar. Yücel, Başaran’a şiiri nasıl okuması gerektiğini uygulamalı olarak gösterir. Önce Yücel okur, Başaran da tekrar eder. Sonrasında aralarında şöyle bir konuşma geçer: “Gün gelir Başaran’a ders vermiştim diye övünebilirim belki. Ne dersin?” “Sağolun efendim. Bakanımız Hasan Âli bana ders verdi diye, asıl ben yaşamım süresince övüneceğim.” Yücel, Başaran’ın iki kız kardeşinin de okumasını ister. Fakat zor yaşam şartları Yücel’in bu isteğinin gerçekleşmesine izin vermez. Yıllarca, yüreği bu nedenle yanar Başaran’ın… Yücel, 7 yıl, 7 ay, 7 gün Milli Eğitim Bakanlığı yapar. İzmir’de öğretmenken, Atatürk dersine de girmiştir Yücel’in. O gün Atatürk’le, eğitimle ilgili görüşlerini de paylaşmıştır. 1930’da da bakanlık temsilcisi olarak, üç aylık bir yurt gezisine katılmış. Bakan olunca da Atatürk’ün özlediği eğitimi gerçekleştirmeye çalışmış ve Cumhuriyet eğitimine altın çağını yaşatmıştır. Prof. Dr. Sabri Esat Siyavuşlugil’in “Memleketimizde devletin maarif işlerini ele aldığı tarihten bugüne kadar, gelmiş geçmiş nazır ve vekillerin en büyüğü Hasan Âli …” sözünü daha iyi anlayabilmemiz için Başaran’ın kitabını bir değil, iki kere okumalıyız… Adı, Hasan Âli Yücel’le birlikte anılması gereken isimlerden birisi de İsmail Hakkı Tonguç’tur… İsviçre’de 1952 yılında yayımlanan 3 ciltlik Pedagoji Ansiklopedisinde İsmail Hakkı Tonguç’la ilgili maddedeki “Tonguç, Türk İlköğretiminin reformcusudur.” cümlesi bile onun değerini gözler önüne sermektedir. Son sözü Başaran öğretmenimize verelim… "Elleri gözleri yapılarda harç Ey gericiler çıkarcılar ey Kafanızı taşlara vurun Hasan Âli canlı bir anıt Halkının yüreğinde öğretmenin h.ali yücel"  Mehmet Başaran, “Büyük Aydınlanmacı öğretmenim hasan âli yücel”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Yazı: Kadir İncesu başaran-foto-kadir-incesu öğretmenin-h.ali-yücel1 yüksek-çöz