ATASAV3

“ İBN-İ HALDUN’U ANLAMAK İÇİN YAŞADIĞI COĞRAFYAYI DA İYİ BİLMEK GEREKİR”

Ataşehir Sosyal Ekonomik Araştırmalar ve Eğitim Vakfı (ATASAV) tarafından “İbn-i Haldun’un Mukaddime adlı eseri” konulu bir panel düzenlendi. ATASAV’ın Felsefe, Bilim ve Sanat Konseyi’nin Bostancı Green Park Hotel’de düzenlediği panelde Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülay Ogün Bezer ve Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu İbn-i Haldun ve Mukaddime üzerine açıklayıcı bilgiler vererek sorulan soruları yanıtladı.

ATASAV Mütevelliler Kurulu Başkanı Sefa Sarısoy yaptığı konuşmada ATASAV’ın çalışmaları üzerine bilgi verdi. Sarısoy, ATASAV’ın Ataşehir’de kurulan ve çalışmalarını sürdüren tek vakıf olduğuna dikkat çekerek “ATASAV bir ihtiyaçtan doğmuştur. Bu ihtiyaçları; bilgi ve kültür hayatına katkı sağlamak, sosyal yaşama alt yapı hazırlamak, ekonomik gelişmeye ışık tutmak, eğitime itici güç olmak şeklinde sıralayabiliriz. Bütün bunların ATASAV gibi diğer sivil toplum kuruluşlarına düşen bir sorumluluk olduğu inancını taşıyorum. ATASAV bu sorumluluğu sadece ilçemiz ölçeğinde düşünmemekte, ülke bütününe bir pencere açarak, geniş bir bakış açısı oluşturmayı hedeflemektedir” diye konuştu. Sarısoy, İbn-i Sina’nın “Kimse görmek istemeyen kadar kör değildir” sözünü hatırlatarak konuşmasına şöyle devam etti: “Bu körlük geçmişe dönüp bakmayanlarda daha fazla görülüyor. Biz de bugün, kör olmadığımızı göstermek için bir araya geldik. O nedenle “Felsefe, Bilim ve Sanat” Konseyimiz, 1300’lü yıllarda yaşamış ilim ve bilim dehası İbn-i Haldun’un felsefi düşüncelerini günümüze de yansıtan ünlü eseri Mukaddime’yi, aylık bilimsel toplantımızın konusu seçti.”

Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülay Ogün Bezer, İbn-i Haldun’un tarihin önemli bir âlimi olduğuna dikkat çekerek başladı konuşmasına… Bezer, İbn-i Haldun’un en önemli eserinin kısaca “Kitabu-l İber” adıyla bilinen çalışması ile bu çalışmasına giriş mahiyetinde yazdığı “Mukaddime” olduğunu belirterek “İbn-i Haldun Mukaddime’de insan, toplum, devlet, mülk, tarih, tarih yazıcılığı ve siyaset konularında yaptığı açıklamalarla yepyeni bir dünya aralar. İbn-i Haldun tarihin sadece yaşanan yönüyle ve nakledildiği şekliyle ilgili değil, onu var eden, mevcut kılan şartları anlamak bakımından Bâtıni yönü itibariyle değerli olduğu şeklinde bir öngörüsü vardır” dedi. Bezer, İbn-i Haldun’un Mukaddime’de işlediği konular hakkında da açıklamalarda bulundu.

Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu da İbn-i Haldun’u anlamak için yaşadığı coğrafyayı da iyi bilmek gerektiğinin altını çizerek “Bu coğrafyada göçebelikle yerleşiklik, tarımla hayvancılık iç içe…  Dolayısıyla İbn-i Haldun’un bu eseri yazmaktan başka çaresi yok, manzara bu çünkü” dedi. Fazlıoğlu, İbn-i Haldun’un toplumsal ve tarihsel yapıları ilk defa bir varlık alanı olarak kabul ettiğinin altını çizerek yaklaşık iki saat süren konuşmasında İbni- Haldun’un “Mukaddime” adlı eseri üzerine ayrıntılı bilgiler verdi. Panel sonunda katılımcılara ATASAV tarafından birer teşekkür plaketi verildi.