PEN 2015 Şiir Ödülü Afşar Timuçin'e Ortaköy Kültür Merkezi'nde törenle verildi.

Törende;  Eray Canberk, Osman Bozkurt, Haydar Ergülen, Ömür Candaş, Gürol Sözen, Hasan Uçarsu ve Aslı Kayhan Afşar Timuçin'i çeşitli yönleriyle anlatan konuşmalar yaptı.

  Şiirden roMana, felsefeden çeviriye, araştırmalardan gazete yazılarına kadar çok sayıda esere imza atan Prof. Timuçin ilk olarak 2015 Dünya Şiir Günü Bildirisini okudu.

Afşar Timuçin'e ödülünün PEN yöneticileri tarafından sunulmasından sonra ise Eray Canberk, Osman Bozkurt, Haydar Ergülen, Ömür Candaş, Gürol Sözen, Hasan Uçarsu ve Aslı Kayhan, Afşar Timuçin'in yapıtları ve yaşamı üzerine açıklamalarda bulundu.

 Afşar Timuçin için "Bir Portre: Afşar Timuçin" adlı bir kitap ve belgesel çalışması yapan kadim dostu Osman Bozkurt da yaptığı konuşmada "PEN tarafından verilen 2015 şiir ödülü, Afşar Timuçin’in şahsında bir değerbilirlik bilincinin ışımasına fırsat sunsun. Böylelikle bize daha çok Afşar Timuçin gerekli olduğunun farkına varırız belki " dedi.

Bozkurt, Afşar Timuçin'in PEN 2015 Şiir Ödülü laması nedeniyle şair yönü üzerinde durulduğuna dikkat çekerek "Bugün onun şair yönünü konuşuyoruz ama o, aynı zamanda mükemmel bir edebiyat araştırmacısı, öykü ve roman yazarıdır. Neyi, neden, nasıl yapacağını sorgulamadan yapmaz. Yaptığı her şeyi önce kendisine açıklayabilirse sonra çevresine ve okurlarına sunar. Hiçbir yazın türünde kapalılığı sevmez. Bu tutumu sorgulayıcılığının ve açıklık ilkesine bağlılığının sonucudur diyebiliriz. Afşar Timuçin şiirlerinde de kapalılığı sevmez. Onun şiirinde simge söz oyunu olarak kullanılmaz. Bir süs, güzel görünmesi için bir makyaj olarak kullanılmaz. Simgeyi, insani duyarlılıkların daha yalın, daha anlaşılır, daha görünür kılınması için kullanır" diye konuştu.

 Son söz yeniden Afşar Timuçin'e verildiğinde şiirle ilgili tespitlerini anlattı: "Şiir yoksunu bir dünyada yaşıyoruz. Olan şiirini de tüketmekte olan bir dünyada yaşıyoruz. Şiir de felsefe gibi eridikçe eridi. Şiirin kanatları söküldü, gözleri bağlandı, şiir yaşamın dışına itildi. Şiirden korkanlar onu yok etmek istediler. Şiir kendi kabuğuna çekildi. Şiir bir pencereden korkuyla dünyaya bakıyor. Dışarıda kan gövdeyi götürüyor. Şiir korkuyla yaşayamaz, korku şiiri öldürür.  Gerçek insan için şiirsiz kalmak havasız kalmak gibidir."

Timuçin, insanın yaşamını beslenme ve üremeyle sınırlandırdığına vurgu yaparak şöyle konuştu: "Küçük hesaplar insanı insan olmaktan çıkarıyor, insan olma sevincini yokediyor. Yaşamda basitlikler ve bayağılıklar egemen. Kötü eğitim bilinci dağıtıyor. Bilinçler gündelik bilince indirgendi. Otomobillerin gökdelenlerin cep telefonlarının dışında dünyamız yok. Telefonu parmaklayarak hem eğleniyor hem de aklımız sıra bilinçleniyoruz. Bu bizi her gün biraz daha çocuklaştırıyor. Bütün bilinç kaynaklarımız kurumuş gibi. Yapay bilinçlerle takma bilinçlerle yaşıyoruz. Bilincimiz yaşama dokunmayan bilgi kalıplarıyla örülmüş durumda. Buna inan diyorlar inanıyoruz. Bunu konuş diyorlar konuşuyoruz."

Afşar Timuçin, bilincin bozulunca şiirin de bozulduğuna vurgu yaparak " Bilincimizi özgürleştirmeden özgür yaşayamayız. Kendine boğulmuş olan kentler bilinci boğuyor.  Kitaplıklar yok, olan kitaplıklara da kimse uğramıyor. Doğruyla ve iyiyle ilgimizi yitirdik. Güzelle ilişkimiz zaten yoktu. Okullarda estetik okutulmuyor. Üniversitelerde estetik kürsüleri yok. Bugün bile doğuştan şair doğuştan ressam olduğuna inananlar var.  İnsanlar kendilerine çizilen yolda önderleriyle tıpış tıpış yürüyorlar, bu arada içten içe şiirle alay ediyorlar. Besleniyoruz çoğalıyoruz günü gelince oy veriyoruz. İnsanlık kendini yeniden yaratana kadar bu böyle sürüp gidecek" dedi.

Timuçin, konuşmasının son bölümünde şiirin insanın insan kavuşması, insanın insanı kendisinde bulması, kendisinde yeniden yaratması olduğuna dikkat çekerek "Aşkı bile oyuna getirmiş bir dünyadan gerçek dünyaya şiirle geçeceğiz. Hep birlikte sevinçle yapabilmeliyiz bunu. Bunun için kendimizi insana adamak zorundayız. Ya şiirle yaşamak yani insan gibi yaşamak ya da şiirsiz yaşamak yani yaşamamak yaşadığını sanmak… Şair olmak daha yetkin bir insanlık adına savaşmaktır" şeklinde konuştu.