96
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba 12 Eylül darbesinin 35. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Ağbaba mesajında “35 yıl önce 12 Eylül günü, demokrasi tarihimizde utanç sayfası olarak yer alan bir sabaha uyandık” derken, bugün ise, sokağa çıkma yasakları, olağanüstü hal ilanlarıyla 12 Eylül’ü aratmayan adı konulmamış bir rejim yaşandığını ifade etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, gözaltıların, idamların ve işkencelerin yaşandığı 12 Eylül darbesinin 35. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Ağbaba’nın mesajı şu şekilde; “12 Eylül’de fişleme, işkence ve cinayetler meşrulaştırıldı” “35 yıl önce 12 Eylül günü, demokrasi tarihimizde utanç sayfası olarak yer alan bir sabaha uyandık. 12 Eylül, fişlemelerin, işkencenin, cinayetlerin meşrulaştırıldığı, hak ve hukukun, özgürlük ve demokrasinin postallar altına alındığı kanlı bir süreç olarak yaşandı. Darbe sabahı ve sonrasında olduğu gibi kanlı eller tarafından darbenin hazırlandığı süreçte de kardeş kardeşe kırdırıldı, katliamlar ve cinayetler ile toplum baskı altına alındı, hak ve özgürlükler askıya alındı. Bu kanlı sürecin sorumluları vicdanlarda mahkum edildi.   “12 Eylül ürünü olan AKP, kongresini 12 Eylül’de yapıyor” 35 yılda Türkiye yaralarını sarmaya, demokrasi kazanımlarını tekrar elde etmeye çalıştı. AKP iktidarı ile birlikte bu mücadeleler engellendi, geriye gidiş başladı. Apoletli generallerin yaptığı darbe hukuku AKP iktidarının umudu ve kaynağı oldu. AKP kendini 12 Eylül’e o kadar borçlu hissetti ki Olağan Kongresini 12 Eylül tarihinde yapmaya karar vererek adeta minnetini sundu. 13 yıllık AKP iktidarları döneminde postallıların yapamadığını Erdoğan yaptı. Halkın oyunu ve tercihini görmezden geldi. Güvenlik paketleri ile demokrasiyi askıya aldı. Ülkeyi yaşanmaz bir hale getirme konusunda Erdoğan, Evren ile yarıştı.   “12 Eylül’ü aratmayan adı konulmamış bir rejim” Bugün sokağa çıkma yasakları, olağanüstü hal ilanları, sivil vatandaşların katliamı ile 12 Eylül’ü aratmayan adı konulmamış bir rejimin hayalperest savunuculuğunu yapan günümüz muktedirleri kendi siyasi ikballeri için gençlerimizi ölüme sürüklemekte, kandan beslenmektedir. Tüm bunlara rağmen kaosa karşı huzuru, savaşa karşı barışı, kin ve nefrete karşı sevgiyi egemen kılmak zorunluluğu vardır. Bunun birinci koşulu 12 Eylül’le hesaplaşmak, darbe hukukunu ortadan kaldırmak, hukuka aykırı olarak halen iktidarı elinde bulunduran 12 Eylül mirasçılarından hesap sormaktır. Bu mücadeleyi sürdüren ve 12 Eylül’de katledilen, sürgün edilen, bedel ödeyen aydınlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.”   Darbenin bilançosu ağır 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından yaşanan hak ihlallerinin acısı aradan geçen 35 yılda dinmedi. 650 bin kişi gözaltına alındı. 1.5 milyon kişi fişlendi. 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 50 kişi idam edildi. 30 bin kişi işsiz kaldı, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bini kişi ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. 171 kişinin işkencede öldürüldüğü belgelendi. Cezaevlerinde toplum 299 kişi yaşamını yitirdi.