Selamlar. Sizlerle bir sırrımı paylaşmak istiyorum. Ama aramızda kalması koşuluyla. Söz mü? Duyar gibiyim bu adam ne saçmalıyor. Ama saçmalamıyorum çünkü şu sıralar öyle bir duruma geldi ki, korkar oldum söylemekten. Biraz da utanır oldum. Hatta birazdan da fazla. Duyar gibiyim. Hala söylemediğine göre kesin saçmalayacak. Dostlar inanın saçmalamıyorum. Sadece nereden başlayacağımı hesaplayamıyorum; çünkü utanarak korkarak dillendirdiğim şeyi aslında gururla, onurla ve heyecanla anlatmam gerekirdi. Ama nerede bu günler, maalesef yerlerde. Tamam tamam söylüyorum. Ben, ben, ben, ben "GAZETECİYİM" of be vallahi rahatladım. Hem de yerel gazeteciyim. Yani mikro anlamda haber çıkaran, yani sokağın dili olan. Aynı zamanda da yönlendirici olan hatta sorun çözme merkezi olan. Sivil toplum kuruluşlarıyla iç içe olan. Bıla bıla bıla anlatmakla bitmez bulunduğu bölgelerde illerde, ilçelerde kamuoyunu aydınlatma ve yönlendirmede öncü rol oynar. Peki şimdi bunlarla mı anılıyoruz? Kocaman bir hayır, peki ne ile anılıyoruz. Tehdit, şantaj, dolandırıcılık, yalan haber vesaire vesaire... Sizce ben yanılıyor muyum? Ya da onurla mesleğimi dillendirmek yerine gizlemeli miyim? Duyar gibiyim. 'Adam haklıymış ben olsam bende aynısını düşünürdüm' der gibisiniz. Ama bu böyle gitmez buna dur demek gerekiyor. Öyle de yapacağım. Dostlar bana biraz müsaade. Çok hayırlı bir projeyi hayata geçiriyoruz. Ondan sonra hem mesleğimizin onuru için, hem de meydanın o kadar boş olmadığını göstermek için tekrar meydanlara ineceğim. Ama biraz müsaade. SAYGILARIMLA.